Post image
“Oğlum bir seri katille evlenmiş”

 

Bu sözler; Aydın’da  10 aylık eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen 23 yaşındaki Doğukan Bağ’ın babası Veysel Bağ’a ait…

Aydın’da 6 Mayıs akşamı Doğukan Bağ ile eşi Emel Bağ (26) arasında yaşanan tartışma, Emel Bağ’ın genç adamı kalbinden ve vücudunun çeşitli yerlerinden beş kez bıçaklamasıyla son bulmuş. Ve genç adam ölmüş…

Hakkında; “kasten adam öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Emel Bağ 24 Kasım’da yargı karşısına çıkacak… Oğlu öldürülen acılı baba Veysel Bağ, “Ağırlaştırılmış müebbet almasını istiyoruz. Cezaevinden çıkmasın. Bu kadar profesyonelce iki cinayet işleyen kim olursa olsun dışarıda olmamalı” diye feryat ediyor…

Evet Emel Bağ, Aydın Efeler’de çalıştığı barın işletmecisi ve sevgilis olduğu ileri sürülen Tolga Arslan’ı (27) da 2017 yılında kıskançlık nedeniyle bıçaklayarak öldürmüş… 16 yıl ceza alan ve 3 yıl cezaevinde kalan kadın,  “pandemi” nedeniyle tahliye edilen tutuklu ve hükümlülerden birisi… Sonra da bu gençle evlenmiş…

Pandemi nedeniyle o kadar çok tutuklu ve hükümlü cezaevlerinden tahliye edildi ki…

Ve hemen her gün cinayet ya da çeşitli suçlardan cezası olmasına rağmen dışarıda bulunan ve yeni hayatlara başladığı iddia edilen bu insanların yeniden suç işlediklerine tanık oluyoruz…

Pandemiden yararlandırılarak serbest bırakılan bu kadın da yeni biriyle evlenmiş ve 10 aylık evliliği de, ikinci bir cinayetle noktalanmış… Aynı zamanda 70 sabıkası olduğu ileri sürülüyor… Elbette ki mahkeme aydınlatacaktır…

Bakın Sakarya’da ayağına elektronik kelepçe takılan adam, kelepçeyi kırıp, eski eşinin çalıştığı işyerini bastı.  “Eşimi nasıl çılıştırırsınız”diyerek dükkan sahibi ile bir çalışanı yaraladı…

İzmir Konak’ta bir kuaför dükkanında çıkan tartışma 6 kişinin silahla yaralanmasıyla sonuçlanmıştı 16 Kasım günü. Yaralılardan biri hastanede hayatını kaybetti.  Olaydan sonra kaçan S.U. da 2020 yılında İki grup arasındaki çatışma arasında kalan motosikletli kurye Sadullah Serkan Kara (32) ve bir başka otomobildeki  Lokman Çakır’ın (40) öldüğü olayın ardından tutuklanmış ve bu yıl da tahliye olmuş… İki kişi ölmüş ve ne çok yatmış değil mi!

Ve dışarı çıkar çıkmaz şimdi de, 1 ölü, 5 yaralının olduğu olaydan aranıyor…

İnsan ne diyeceğini bilemiyor, ama ülke son yıllarda adeta suçlu üretiyor, mevcut cezaevleri adeta dolup, taşıyor… Daha 15 gün önce gazeteler “Cezaevlerindeki hükümlü kayısı 20 ilin nüfusunu geçti. Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sayısı 2021’de yüzde 11,6 artışla 297 bin 860 oldu. Cezaevindeki kişi sayısı Türkiye’nin nüfus sıralamasında en sonda bulunan 20 ilden daha kalabalık”  haberini sayfalarına taşımışlardı.

Birgün’den Nurcan Gökdemir‘in haberine göre, 31 Aralık 2021 tarihindeki cezaevi nüfusunun yüzde 87,2’sini hükümlüler, yüzde 12,8’ini tutuklular oluşturdu. Türkiye’de 100 bin kişi başına düşen ceza infaz kurumundaki kişi sayısı 2011’de 172 iken 2019’da 351, 2020’de 319, 2021 yılında ise 352’ye çıktı. Geçen yıl 12 ve yukarı yaştaki her 100 bin kişiden 390’ı ceza infaz kurumuna girdi. Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sayısı 2021’de yüzde 11,6 artışla 297 bin 860 oldu.

Cezaevlerinin yetersiz olduğu, iki cezaevinin daha yapılacağı yetkililerce de sık sık dile getiriliyor. Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre de, Türkiye’de 288 bin 798 kişilik cezaevi kapasitesi var.

Fakat Adalet Bakanlığı’nın Mart 2022’de açıkladığı verilerde mahkum sayısı 314 bin 502 olarak açıklandı. Mahkum sayısı, kapasitenin 25 bin 704 kişi üzerinde idi o tarihte…

Yani bakanlığın açıklamalarıyla da teyit edildiği gibi 31 Mart 2022 itibariyle; 288 bin 798 kişilik cezaevlerinde 314 bin 502 mahkum kalıyordu…

Cezaevlerindeki bu kapasite üstü doluluk hemen her gün yeni suçlu ve faillerin gelmesi sonucu daha da artarken cinayet suçu dahil pek çok mahkumun salıverildiği yaşanan yeni olaylarla ortaya çıkıyor maalesef…

Tutuklanma gerektirmeyecek bazı fikri suçlardan insanlar tutuklanırken adam yaralamaktan, adam öldürmekten yargılanan insanların ya tutuksuz yargılanması ya da kısa süre sonra serbest bırakılması bu arada yargıya olan inancı, güveni de derinden sarsıyor…

Cezaevlerinin, adına saray denilen devasa adliyelerin inşaa edildiği değil suçlu sayısının azaltıldığı, insanların kalitesinin artırılabildiği, adaletin saygınlığına kavuşturulduğu, hukukun üstün kılındığı bir Türkiye’nin yeniden inşaası dileğiyle…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN