Post image
Akran zorbalığı akılalmaz boyutlarda: Domino etkisi!

 

HABER MERKEZİ – Ülkemizde akran zorbalığı trajik sonuçlara kadar gidebilen ciddi seviyelere ulaştı. Zorbalığın izlerinin domino etkisiyle yetişkinlik çağında da görülebileceğine değinen Hempa Çocuk Derneği Başkanı İbrahim Enes Duruay, zorba çocuğa müdahale yerine ebeveyn-öğretmen iş birliği ve doğru iletişime dikkat çekti.

Akran zorbalığı, Türkiye’de son dönemde okuldan sosyal medyaya kadar hayatımızın birçok alanında artış göstererek ciddi boyutlara ulaştı. Öyle ki zaman zaman medyaya da yansıyan bu durum, fiziksel şiddetten intihar boyutlarına kadar uzanmış durumda. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2022 yılında disiplin suçu kapsamına alınsa da akran zorbalığının önüne geçilemedi.

ORAN YÜZDE 13,8

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 verilerine göre, geçtiğimiz yıl anneleri ya da temel bakım verenleri tarafından, ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından zorbalığa maruz kaldığı belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,8 olarak tespit edildi. Bu durum, Türkiye’de her 7 çocuktan birinin zorbalık deneyimi yaşadığını gösteriyor. Ayrıca, aynı yaş grubunda ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından dalga geçildiğini ifade edenlerin oranı yüzde 7,7’ye ulaşırken, kasıtlı olarak dışlandığını belirten çocukların oranı ise yüzde 7,2 olarak kaydedildi.

DOMİNO ETKİSİ

Gazeteyenigun.com.tr’den Ebru Zeytun‘un haberine göre, Hempa Çocuk Derneği Başkanı İbrahim Enes Duruay, akran zorbalığının maruz kalan çocukları ciddi boyutta olumsuz etkilediğine dikkat çekerek bu durumun bireyin özgüvenini zedeleyebileceğini, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarını da beraberinde getirebileceğini söyledi. Dolayısıyla zorbalığa maruz kalan çocuklarda özellikle ilkokul döneminde içe kapanıklık, özgüven eksikliği, kendini ifade etme yetersizliği, eğitim durumunda başarısızlık, sınıf içerisinde yetersizlik hissi ve okula devam etmeme isteği gibi durumların görüldüğünü ifade eden Duruay, “Bu yüzden küçük yaşlarda ev veya okul içerisinde yaşanan zorbalık, mağdur çocuğun bütün yaşamını domino etkisiyle olumsuz etkileyebilir” dedi.

“ZORBALAR DA TOPLUMUN PARÇASI”

Duruay, çocukların akran zorbalığına maruz kalma durumlarında ebeveynlerin benimsemesi gereken tutumları ele alırken, etkili bir iletişim kurabilen ve güvenli bir ortam oluşturabilen ailelerin, çocuklarının kendilerini daha iyi ifade etmelerine olanak tanıdığını vurguladı. Ayrıca ailelerin zorba çocukları suçlamaktansa kendi çocuklarının yanında olmalarının önem taşıdığını ifade eden Duruay, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Ebeveynler süreç içerisinde çocuklarına problem çözme ve sağlıklı iletişim kurma konusunda örnek olacak şekilde hareket etmelidir. Burada tercih edilmesi gereken doğrudan zorbalık yapan ve belki de suça itilmiş çocuklara müdahale etmek değil, okul ve öğretmenlerle iş birliği yaparak sorunun çözümüne odaklanmaktır. Ayrıca belirtmeliyim ki zorba çocuklar da toplumun bir parçası. Ebeveynler, empati ve saygı gibi değerleri çocuklarına kazandırarak onların hem zorbalığa maruz kalmamalarını hem de zorbalık yapmamalarını sağlayabilirler.”

“SANDIĞINIZDAN GÜÇLÜLER”

Duruay, çocukların çoğu zaman içinde bulundukları durumun ne olduğunu tam olarak anlayamayabileceklerini, en iyi ihtimalle yaşananların sadece seyircisi olsak da gerçek boyutunun farkında olmayabileceğimizi vurgulayarak “Çocuk psikolojisi tahmin edildiğinden daha güçlü” dedi. Hempa Çocuk Derneği olarak çocuklara, içinde bulundukları durumu tanımlayabilmeleri için farkındalık kazandıracak eğitimler düzenlediklerini sözlerine ekleyen Duruay; uzman psikologlar eşliğinde okullarda uyguladıkları akran zorbalığı, siber zorbalık ve şiddetsiz iletişim atölyeleri ile çocukları bilinçlendirmeyi hedeflediklerini belirtti.

“ACI ÖĞRETİR”

Küçük yaşta zorbalığa maruz kalan yetişkinlere seslenen Duruay, “Zorbalığa uğramış bireylerin şunu bilmesi gerekir: Zorbalık, onların değersiz olduğu anlamına gelmez; tam tersine, bu deneyimi geride bırakıp güçlü, bilinçli ve empati sahibi bireyler olarak yollarına devam edebilmeleri için bir fırsattır. Her acıyla gelen bir öğrenilmişlik vardır. Acı ve mutluluk, Nietzsche’nin deyişiyle ‘ikiz kardeşlerdir, birlikte büyüyen.’ Geçmişte yaşanmış acıların ağırtravmalarının üstünü örtmek yerine onları kabullenmek, insanın iyi olma halini güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.

(Yeni Gün, 10.02.2024)

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN