Post image
Ben, Feride. Ya da her kimsem işte…

 

 

Fotoğraf: Pexels

 

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Gazeteci Yazar M. Ender Öndeş, yeni romanı “Ben Feride Bu Benim Sesim” ile geçtiğimiz yıl sonunda Dipnot Yayınları etiketiyle okurun karşısına çıktı.

Kitapta evlere temizliğe giden ve hizmetçilik yapan Feride’nin hikayesi anlatılıyor. Emeğiyle geçinenlerin gerçek yaşamlarından kesitler sunan yazar, bunu ağdalı bir dil yerine sade bir dille ve kısa cümlelerle ifade ediyor. Argo ifadelerse doğal akışında başarılı bir şekilde kurguda kendine yer buluyor. Kitapta günlük hayatın akışında ve çoğumuzun kendisini içinde hissettiği yaşanmışlıklar ya da tanıklıklar olduğunu da ifade edelim. Kurgu olarak sondan başa giden bir kurgu tercih etmiş yazar. Şimdiye kadar özellikle haberlerini takip etmeye çalıştığımız yazar aynı zamanda Yeni Yaşam gazetesinde haber dışında köşe yazarlığını da sürdürüyor. Yeni romanıyla ilk kez Öndeş’in edebiyat çalışmasını okuma şansına kavuştuğumuzu da belirtelim.

GÖRÜNMEZ EMEK DENİLİNCE…

Görünmez emek denilince ev işlerini yapan kadınlar haklı olarak akıllara gelir. Yazar kitabına başlarken, ev işçiliği yapan kadınların durumunu anlatıyor: “Hizmetçi vapuru vardır, belki bilirsiniz. Vapur dediysem, motor işte. Sabahları kalkar, karşıya geçer; on dakika bile sürmez. Sıcaktır. Biz hep oradayızdır. Binseniz, baksanız sağınıza solunuza, görürsünüz bizi. İskeleye yanaştı mıydı, dağılır gideriz; herkes kendi çalıştığı eve.” Romanda Feride’nin tanık olduğu Özbek Gulnora’nın cinayeti ise akıllara Özbek vatandaş Nadira Kadirova’nın bakıcı olarak çalıştığı AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde, 2019’un 23 Eylül akşamında yaşamını yitirmesini akıllara getiriyor.

Yazar Feride’nin hayat hikayesi üzerinden ülkenin iç politikasından, dış politikasına kadar geniş bir yelpazede kesitler sunuyor satır aralarında… Bunun içine kadın sorununu ve göçmen sorununu da eklemek mümkün. Bu politikaların emekçilerin günlük hayata yansımasını Feride ve diğer roman karakterleri üzerinden anlatıyor. Romanda, İstanbul’da örgütlü solun güçlü olduğu mahallere dair kesitler bulmak da mümkün. Örgütlülüğün önemine vurgular yapan yazar, sıradan insanların hikayeleri üzerinden bunu yansıtmaya çalışmış.

“Ben, Feride. Ya da her kimsem işte. Bu, benim sesim. Kim dinleyecek bu söylediklerimi bilmiyorum, her kimse duysun istiyorum ama. Böyle olupbitti her şey. Başkasını bilmem. Başkası, başka bir yoldan yürürdü belki, karışmam. Benimki doğrudur demem. Bu, benim. Bu, benim yolum” ifadelerini kullanan yazarın romanı, emekleri görünmezden gelinen Feridelerin hikayelerini merak edenleri bekliyor.

YAZAR ÖZGÜR BASIN EMEKTARLARINDAN

 M. Ender Öndeş hakkında kısa bir bilgi verelim. Özgür basın geleneğinin emekçisi aynı zamanda emektarlarından biri… Manisalı yazar Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde okurken 1980’de politik nedenlerle tutuklandı; 1991’e dek çeşitli cezaevlerinde kaldı. Bu arada Belge Yayınlarının Yeni Sesler dizisinden İnce Yazılar ismiyle bir şiir kitabı yayımlandı. Cezaevinden çıktıktan sonra da politikaya ve edebiyata olan ilgisini sürdürüyor. 2011’de Habiba isimli bir romanın, 2019’da Yüksek Bir Gönül Makamına isimli şiir kitabının ardından 2020’de Yedinci Günün Sabahında isimli öykü kitabı yayımlandı. Öndeş, ’90’lı yıllardan bu yana, Özgür Gündem geleneği içindeki gazetelerde editör ve haberci olarak çalışıyor. Şimdilerde Yeni Yaşam’da muhabir ve köşe yazarlığını sürdürüyor.

(Evrensel, 11.04.2024)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN