Post image
Bizim ki bize yetmiyor muydu?

 

Geçenlerde İstanbul’da tek kelimeyle “DEHŞET” diyeceğimiz bir olay yaşandı…

Herkes hatırlayacaktır şu; Zeytinburnu’nda çatı katından sokağa atılan “kesik baş” olayını…

Malum ülkemiz adeta yol geçen hanı…

Sağınıza baksanız bir yabancı, solunuza baksanız keza öyle…

Bindiğiniz toplu taşıma araçlarında zaman zaman bir Türk vatandaşına rastlarsanız ne ala…

Dünyanın dört bir yanından gelen bu insanlarla en ücra köylerde bile karşılaşmak mümkün…

Sanki biri ya da birileri onları hiç aklınıza hayalinize bile gelmeyecek yerlere kadar serpercesine yerleştiriyor…

Bize, ülkemize ne katkıları var, derseniz… Büyüklerimiz bilir onu… Ama son yıllarda artan “şiddet” sarmalına katkıları ne diye sorarsanız “BÜYÜK” olduğu bir gerçek… Hali hazırda Türkiye’de yaşanan pek çok şiddet olayına, hatta kadın cinayetlerine bile baksanız böyle yabancı uyruklu insanların neden olduğu cinayetlere, şiddet olaylarına tanık oluyorsunuz… Ve nedenini, niçinini tahmin etmeye çalışıyoruz, acaba birbirlerini dolandırmaya mı çalışıyorlar, birbirlerinin paralarını mı çalmaya çalışıyorlar vs. diye düşünüyoruz, ama bildiğimiz bir gerçek var ki; dehşet olarak nitelendirilecek şiddet, cinayet olaylarına neden oldukları… Acıma duygularının adeta yok denilecek düzeyde olduğu…

Ki en son İstanbul Zeytinburnu’nda yaşadık, tanık olduk iki yabancı arasındaki böylesine vahşi bir cinayete… Seyitnizam Mahallesi Şehit Erkan Alyanak Sokak’ta bir çatı katında arkadaş oldukları belirtilen iki yabancı uyruklu arasında yaşanan tartışma, baltalı katliamla bitti…

İddiaya göre çatı katında oturan bu iki kişi tartışmaya başlamış ve eline balta geçiren biri diğerinin kafasını baltayla kesip sokağa fırlatmıştı…

Bir temizlik işçisi ve yoldan geçenler önlerine yukarıdan kesilmiş bir kafa düşmesinin şokunu yaşarken bu kez de baltalı cani, dördüncü kattan baltasıyla birlikte kendisini boşluğa bırakmıştı…

Adil Gürbüz adlı temizlik işçisi; “Kafanın yere çarptığını gördüm. Top sandık. Baktım yerde kan gördüm” diyordu…

Ve sonra bir balta, yerde yatan diğer adam…

Tam anlamıyla görenleri dehşete düşüren vahşice bir cinayet…

Öldürülen Suriyeli bir kaçak… Dedik ya Türkiye yol geçen hanı… Öldürüp, sonra da çatı katından aşağı kendisini atarak yaralanan baltalı katili ise Filistinli… Onun da oturma izni bitmiş…

Aynı gün Gaziantep’ten bir haber gazetelere düşmüştü… Bir buçuk yıldır bu kentte üniversitede okuyan Sudanlı Atta Almanan, yarı zamanlı çalıştığı kendisi gibi Sudanlı patronu tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü… Yani bir aylık ücretini istediği Sudanlı patronu onu katletmişti…

Ve yine aynı gün gazetelerde bir kadın cinayeti: “Fatih’te bir dairede yaşayan iki Özbekistanlı kadın bir erkek tarafından defalarca bıçaklandı. Hastaneye kaldırılan kadınlardan Shakhnoza Kurbonova hayatını kaybederken onu bıçaklayan Mohamad Z.U. kaçtı. Yaralanan diğer kadın tedavi altına alındı.” Yabancı kadın katili bir gün sonra polis tarafından yakalandı…

Bunlar sadece aynı gün içerisinde medyaya yansıyan olaylar… Hemen her gün Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan şiddet olaylarının içerisinde yabancı uyruklu kişilerin işlediği şiddet ve cinayet olayları hiç de azımsanmayacak kadar…

Emniyet yetkilileri, ilgilileri bunun eminiz farkındalar… Umut Vakfı olarak bizden uyarması; ülkemizi şiddet sarmalından kurtarmak istiyorsak yapılacak en önemli işlerden birisi de,  bu şiddet sarmalına katkıda bulunan “GÖÇMEN” politikasından vaz geçmek…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN