Post image
Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı alarmı

 

Bilge BAĞÇİ

YENİ GÜN HABER – Son günlerde basına yansıyan kiralık tetikçilik haberlerinin yanında İzmir’de 16 yaşındaki bir çocuk, 2 polisin şehit edilmesi, 2 polisin yaralanması sonuçlanan olaya karıştı. Aynı gün yine 16 yaşında bir genç babasını öldürüp, annesini yaralamasının ardından intihar teşebbüsünde bulundu. Minguzzi cinayetinden, çocukların karıştığı bir çok olayda toplumda çocuklar ve gençlerin yaşadığı sorunları gözler önüne seriyor, ancak Dartmouth College, University College London ve Institute for Fiscal Studies tarafından yürütülen yeni bir araştırma, gençlerin yaşadığı sorunları gözler önüne seriyor.

Yıllardır orta yaşlarda görülen stres, depresyon ve mutsuzluk dalgası “orta yaş krizi” kavramıyla tanımlanıyordu. Ancak Dartmouth College, University College London ve Institute for Fiscal Studies tarafından yürütülen yeni bir araştırma, bu tablonun tersine döndüğünü gösteriyor. PLOS One dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, artık en kırılgan grup orta yaşlılar değil, 25 yaş altındaki gençler.

Orta yaş krizinden gençlik krizine

Araştırmacılar, ABD ve İngiltere’den milyonlarca anket yanıtını inceledi. Geçmişte bu veriler, insanların 40’lı ve 50’li yaşlarda en mutsuz dönemini yaşadığını, yaş ilerledikçe ruh sağlığının yeniden toparlandığını gösteriyordu. Ancak son yıllarda tablo değişti: artık ruhsal “çöküş” orta yaşta değil, genç yaşlarda yaşanıyor. ABD’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) 1993-2024 yılları arasında topladığı 10 milyondan fazla yanıt, gençlerin ruhsal açıdan en sorunlu grubu oluşturduğunu ortaya koydu.

İngiltere’de 2009-2023 döneminde yaklaşık 40 bin haneden toplanan veriler de aynı sonucu verdi: Orta yaş bunalımı kayboldu, gençler en yüksek düzeyde ruhsal sıkıntıyı bildiriyor.

Dünya genelinde tablo aynı

Araştırmacılar, bu trendin yalnızca İngilizce konuşulan ülkelerle sınırlı olup olmadığını anlamak için 44 ülkeden 2 milyon anketi de inceledi. 2020-2025 yılları arasında yürütülen Global Minds Project verileri, dünyanın pek çok ülkesinde aynı eğilimi ortaya koydu: orta yaş mutsuzluk eğrisi ortadan kalktı, sorun gençlik yıllarına kaydı.

Uzmanlar, bu değişimin nedenleri konusunda kesin bir görüş birliğine varmasa da birkaç etken öne çıkıyor: Ekonomik durgunlukların gençlerin iş ve konut geleceği üzerindeki olumsuz etkileri, sağlık sistemlerindeki finansman kesintileri, COVID-19 pandemisinin kalıcı sonuçları ve özellikle sosyal medya ile akıllı telefon kullanımının artması.

Genç kadınlarda bu etkinin daha belirgin olduğu vurgulanıyor.

Ciddi toplumsal sonuçlar yaratabilir

Araştırmacılar, “orta yaş krizi” imgesinin artık geçerliliğini yitirdiğini, asıl krizin gençlikte yaşandığını söylüyor. Gen Z kuşağının depresyon, kaygı, umutsuzluk ve intihar düşüncelerinde kayda değer bir artış yaşaması, gelecekte toplumların sosyal yapısını ve üretkenliğini derinden etkileyebilir.

Uzmanlara göre, gençlerdeki bu ruh sağlığı krizine acilen yanıt verilmezse, uzun vadede daha ağır toplumsal sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz olacak.

Konuya başka bir açıdan bakan Uzman Klinik Psikolog Sadık Sun, “Bu tablo, artık bireysel öfke patlamalarının ötesinde, şiddetin ekonomik bir sektör haline geldiğinin ürkütücü işaretidir” dedi. Sun, yaşanan durumun toplumsal vicdandaki yıpranmayı gösterdiğini ifade etti. Sun, “İnsanlar kendilerini korumasız hissediyor ve çözümün şiddetle değil, hukuk ve empatiyle bulunacağına dair inanç sarsılıyor” diye konuştu.

Sağlıklı bir toplumda öfke ve intikam duygularının hukuk, ahlak ve empati ile dizginlenmesi gerektiğini vurgulayan Sun, aksi durumda ruhsal bir çürümenin yaşandığını, yaşanacağını kaydetti.

(Diyarbakır Yenigün, 10.09.2025)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN