Post image
Çocuklarımızın, gençlerimizin kayıp gitmesine izin vermeyin…
Little girl walking to school by school fence on beautiful sunny day wth back pack and pencil

Little girl walking to school by school fence on beautiful sunny day wth back pack and pencil

 

Sosyal, Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Derneği (SESADER) Doğu Anadolu Bölgesi’nde “Madde kullanan ergenlerin sosyo, ekonomik ve demografik özellikleri”yle ilgili bir araştırma yapmıştı…

SESADER Başkanı Prof. Dr. Özkan Yıldız başkanlığında yapılan araştırmanın sonucunda çarpıcı veriler ortaya çıktı… “Okulu sevmeme, ekonomik nedenler ve arkadaş ortamı”nın okul terkinin en önemli sebepleri olduğu ortaya çıkan araştırmaya göre, okulu terk eden çocukların yüzde 50’ye yakını ise uyuşturucu madde kullanımına başlıyor…

Lise ve dengi okullarda ergen yaştaki öğrencilerle yürütülen araştırmada; yüzde 44.4 ile okul sevmeme, yüzde 33.33’le ekonomik nedenler, yüzde 11.1’le de arkadaş ortamı okul terkinde en önemli üç neden oldu. Ailesinin 500 ile bin lira arasında aylık geliri olan çocukların yüzde 26 ile okul terkinde en üst sırada yer aldıkları belirlenirken ailesi 2 bin lira ve üzerinde kazananların okul terki yüzde 1 olarak kaydedildi.

kendini-sevdirmeyen-okul-madde-kullanimina-itiyor-251136-1

Okul terkinin ortaya çıkardığı en vahim tablolardan birisi ise madde kullanımının artması. Araştırmada, “Sigara kullanıyor musunuz” diye sorulan lise çağındaki gençlerin yüzde 53’ü “Evet” yanıtını verdi. “Uyuşturucu kullanıyor musunuz” sorusuna ise evet yanıtı yüzde 47.6 oldu…

Çocuklar için acilen adımlar atılması gerektiğini vurgulayan SESADER Başkanı Prof. Dr. Özkan Yıldız, “Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki bir kentimizde Valilik ve Belediye ile ortak çalışma yaptık. Madde bağımlılığının arkasındaki sosyal, demografik ve ekonomik sebebi anlamaya çalıştık. Bölgedeki dezavantajlı çocuklar, ihmal edilen, istismar edilen çocuklarla yüz yüzeyiz. Bu çocuklar çok erken yaşta okul dışına itiliyor. Bu nedenle meslek edinmeleri zorlaşıyor. Sonuç olarak da, mesleksiz ve eğitimsiz çocuklar ortaya çıkıyor” diyor…

“Sonuç olarak az gelişmişlik, gelir yetersizliği, şiddet ortamı ve kötü eğitim bir kayıp kuşağın önünü açıyor. Türkiye açısından bunun önemsenmesi gerekiyor” diyen Prof. Dr. Yıldız, şunları söylüyor:

“Görüştüğümüz çocukların çoğu okulu sevmediklerini belirtiyor. Okulu sevmemek beraberinde okul başarısızlığını getiriyor, başarısızlık okulda disiplinsizliği ve son aşama olarak okul terkini getiriyor. Peki çocuklar okulu neden sevmiyor? Bulundukları semtler genelde yoksul. Bir takım olanaklardan yoksun. Okullar kalabalık. Öğretmen ve öğrencinin motivasyonu son derece düşük. Sınıf bile yokken okulda spor yapacak, çocuğun kendini yeniden üreteceği alan bulmak imkansız denecek kadar az. Bu yetersiz eğitim ve eğitim ortamıyla birlikte çocuklar okulu sevmiyor…”

okulKendilerinin akademisyen olarak tespitleri yaptıklarını belirten Prof. Dr. Özkan Yıldız, sorunların çözümünde yetkililerin daha ciddi çalışması gerektiğini vurguluyor…

Kesinlikle haklı Prof. Dr. Özkan Yıldız… Yıllardır bu konuda yazıyoruz, uyarmaya çalışıyoruz. Uyuşturucu kullanımının 10 yaşlarına kadar düştüğünü, mahallelerde, sokak aralarında uyuşturucu tacirlerinin pervasızca çocuklara, gençlere uyuşturucu sattıklarını bildirip, yetkililerden; hem gençlerimizin, hem de memleketimizin geleceği için konuya ciddiyetle yaklaşmalarını, çözüm bulmalarını, uyuşturucu tacirlerine göz açtırmamalarını istiyoruz…

Ama görünüyor ki; öğretmenlere da çok iş düşüyor…

En büyük sorumlulardan biri öğretmenler, okullar… Çocuklara, gençlere okulu sevdirmek, dersleri sevdirmek onların işi… Çocukları dışlamak yerine kazanmak onların işi…

Tabii ki ailelerin gelir seviyesinin artmasını, işsizliği önlemek ise bizi yönetenlerin işi… Ekonomik yetersizlik her zaman her kötülüğün anasıdır… Bunu unutmamak gerekiyor…

Gençlerin “kayıp kuşak” olmasını önlemek, iyi bir toplum olabilmek, iyi bireyler yetişmesini sağlamak istiyorsa yöneticilerimiz, onlara ilk olarak SESADER Başkanı Prof. Dr. Özkan Yıldız’ı çağırıp, araştırmasından yola çıkarak çalışmaya başlamalarını öneririz…

Ki toplumsal gelişim için çok önemli bir iş yapmış olacaklardır…

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN