Post image
DERS : HAYAT BİLGİSİ KONU: “AYNI YILDIZIN ALTINDA”

john1Arzu Dalyan

Kitabı ayrı, filmi ayrı duygulandırdı. Sadece duygulandırmakla kalmadı, hayatla ilgili bir sürü şeyin farkına varmamızı da sağladı. İşte “Aynı Yıldızın Altında”dan çıkan hayat dersleri…

HER ZAMAN UMUT VARDIR

Her şeyin ust üste geldiği, hayatımızın berbat gittiğini ve asla düzelmeyeceğini düşündüğümüz anlar olur. Ancak her şey bir anda değişebilir.

Hazel Grace, hiç istemeden gittiği dayanışma toplantısında Agustus‘la tanıştıktan sonra hayatı bir anda nasıl da değişti? Oksijen tüpüne bağlı yaşayıp evde olumu beklerken hayata tutunmak için bir sebebi oldu ve hayata bakış açısı farklılaştı.

SEVGİ FEDAKARLIK GEREKTİRİR

Hazel, kitap boyunca kendini her an patlamaya hazır bir el bombası gibi görüyor. Bu patlamayla beraber de en büyük zararı en yakınlarına vereceğini düşünüyor.

Kendini herkesten soyutlamasının sebebi bu.

İnsanlarla ne kadar yakın olursa, o öldüğünde arkasından o kadar çok üzüleceklerini bildiği için, o gidince kimsenin canı yanmasın diye kendi kendini yalnız ve izole bir hayat yasamaya mahkum ediyor.

Dışardan bakınca; ailesini çok üzdüğü için bencilce gibi görünen bu durum aslında Hazel’in büyük fedakarlığı.

MİZAH DUYGUNU ASLA KAYBETME

Kitabın iki ana karakteri Hazel ve Agustus ölümcül hastalığı olan gençler, ama kendileriyle ve içinde bulundukları durumla dalga geçmekten çekinmiyorlar Hazel yarı çalışan ciğerleri, oksijen tüpü ve tümörüyle, Agustus ise protez bacağıyla alay ediyor. İçinde bulunduğun durumu nasıl algıladığın sana bağlı. İstersen her durumda pozitif ve gülecek bir şeyler bulabilirsin, sahip olmadıkların yerine sahip olduklarına odaklanabilirsin.

Biz kitabı çok sevdik, peki John Green yazarken neler düşünmüş, neler hissetmiş kendisinden öğrenelim…

o-JOHN-GREEN-570AŞKI BULUNCA KAÇIRMA

Hazel ve Agustus. kanserli iki genç olarak bu dünyada fazla vakitleri olmadığını biliyorlardı. Yine de birbirlerini bulunca hayatlarındaki olumsuzluklara değil de güzelliklere odaklandılar. Beraber oldukları anların tadını çıkardılar, ortak hayaller kurdular. Bazen bu ışın sonu yok diye kendimize engel olup duygularımıza ket vurmaya çalışırız. Oysa yarın ne olacağı ve bir daha başka birine karsı böyle şeyler hissedip hissetmeyeceğimiz belli değilken aşkı bulmuşken tadını çıkarmak lazım.

UNUTULMAKTAN KORKMA

Agustus’un en büyük korkusu bu dünyadan, hiç iz bırakmadan unutulup gitmek, tamamen silinmek. Oysa Hazel Grace bu konuda tamamen farklı bir bakış açısına sahip. Ona göre; dünyada o kadar çok insan var ki hepsinin, hatta yarısının bile hayatına dokunman imkansız. 0 yüzden herkes bir gün muhakkak unutulacak. Ama unutulacak olmamız değersiz olduğumuz anlamına gelmiyor. Hayattayken yalnızca bir insanı bile derinden etkilemişsen anlamlı bir hayat yaşamışsın demektir.

ARKADAŞLAR ÖNEMLİDİR

Zor durumları ya da kalp kırıklıklarını atlatmak için hepimizin güvenilir dostlara ihtiyacı var. Arkadaşlarımızın her zaman söyleyecek doğru sözleri bulamadığı ya da acımızı söküp alamadığı bir gerçek, ama onların varlığının iyileşme sürecimizi hızlandırdığı da kesin. Bazı durumları tek başına atlatman gerektiğini düşünebilirsin; fakat hepimizin bu dünyadaki zamanı da,  iyi insanların sayısı da sınırlı. O yüzden sana yardım etmek isteyen insanları takdir et. Onları itme ve gerektiğinde sen de onların yanında ol.

ACILAR DA HAYATIN PARÇASIDIR

Bu, bilerek canını yak demek değil tabi ki. Kast ettiğimiz, eğer hayatının zor bir dönemindeysen, kalbin kırıksa ya da Hazel ve Agutus gibi ciddi bir hastalıkla boğuşuyorsan bunlardan kaçmaya çalışma. Bu durumla yüzleş. Onu kabullen ki mücadeleye başlayabilesin. Kimsenin bu durumu sana karşı kullanmasına, seni içinde bulunduğun durumla yaralamasına izin verme. Her şeyin zaten farkında olduğunu ve pes etmediğini herkese göster.

495200445Kitabın yazarı John Green ve film uyarlamasının başı ol oyuncuları Ansel Elgort, Shaılene Woodley ve diğer oyuncularla birlikte

– Kitabı yazarken bu kadar popüler cağını hiç tahmin etmiş miydin?

Hayır, bu kadarını hayal bile edemezdim. Resmen kültürel bir fenomene dönüştü. Yazdığım onca kitap içinden bunun bu kadar sevileceğini hıc düşünmemiştim. Sadece diğer kitaplarımı da okuyup sevenler okur diye düşünüyordum.

– Peki. kitap sinemaya uyarlanırken sette çok vakit geçirdin mı?

Çekimler boyunca her gün oradaydım. Bu. yazarların pek sık yaptığı bir şey değil. Sette çok eğlendim. Orada mesleki açıdan mutlu olmak dışında hiçbir işim yoktu. Çok güzel bir işti, herkese tavsiye ederim.

– Yazdığın sözcüklerin gerçekleştiğini görmek nasıl duygu?

Aslında bunun çok zor ve sancılı bir süreç olacağını düşünmüştüm çünkü kitaptaki hikaye benim için çok kişisel ve duygusal. Oyuncular hikayeye ve karakterlere kendilerini sonuna kadar verdiler ve ortaya çok güzel bir iş çıktı.

– Kitabın sinemaya uyarlanması teklif edildiğinde, senaryoyu neden sen yazmak istemedin?

john Pek iyi bir senarist sayılmam, çünkü o farklı bir yazım türü. Ayrıca kitabı filme uyarlatan senarist kitaba o kadar sadık kalmış ki ben bile o kadarını yapamazdım. Ona minnettarım. Kitabı okumadan filmi izlemeye gelenlerin aklında, hikayeyle ilgili, en çok ne kalsın. Hayatta oldukları, nefes aldıkları için mutlu olmaları gerektiğini ve dünyanın güzelliklerle dolu olduğunu, ölümcül hastalığı olan insanların da sağlıklı olanlar kadar zengin bir dünyaları olabileceğini görmelerini isterim. Hastaların da hayatında mizah, aşk, öfke gibi duygular olabilir.

– Yakın zamanda başka film projesi görünüyor mu?

 Bugünlerde, “Kağıttan Kentler” kitabım için senaristler, yapımcılar yeniden bir araya geliyor. Onun hazırlıklarını yapıyoruz.

 TFIOs

Tanıtım Bülteninden:

Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü

116 yaşındaki kanser hastası Hazel Grace’in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır.

Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu’nda boy gösterince Hazel’ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır…

• TIME dergisi, 2012’nin En İyi Romanı

• Goodreads, 2012’nin En İyi Genç Yetişkin Kitap Ödülü

• New York Times’ın En Çok Satanlar Listesinde

• Wall Street Journal’ın En Çok Satanlar Listesinde

• Amazon’un En Çok Satanlar Listesinde

• Indiebound’un En Çok Satanlar Listesinde

Markus Zusak, Printz ödüllü bestseller yazarı: “Hayata, ölüme ve araya sıkışanlara dair bir roman olan Aynı Yıldızın Altında, John Green’in en iyi kitabı.
Kahkaha atıyor, ağlıyor, hızınızı alamayıp tekrar okuyorsunuz.”

Jodi Picoult, New York Times bestseller yazarı: “Aynı Yıldızın Altında evrensel konuları ele alıyor: Sevilecek miyim? Hatırlanacak mıyım? Bu dünyada bir iz bırakabilecek miyim?”

TIME: “Dâhiyane… Çok etkileyici… Güçlü ve saf duygularla korkusuzca yüzleşebiliyor.”

PEOPLE: “Green, okurların aklından uzun süre çıkmayacak, göz kamaştıran iki gencin öyküsünü iyi bir gözlem yeteneği ve empatiyle anlatarak, rafta duracak bir kitaptan ötesini yazmayı başarmış.”

The Washington Post: “Bu romanı çekici kılan şey dakikada bir heyecanlı bir patlama yaşanması değil, ‘sayılı günler içinde sonsuzca’ yaşamaya çalışan karakterlerin gerçekliği.”

Horn Book: “Buruk bir komedi, akılları baştan alacak bir romantizm ve insana hayat ile ölüme dair sorulan büyük soruları keyifle ve uzun uzun düşündüren bir kitap.”

Lev Grossman, TIME: “Aynı Yıldızın Altında bir aşk hikâyesi. Son dönem edebiyatın en içten ve dokunaklı romanlarından biri ama aynı zamanda korkunç bir zekâ, cesaret ve hüznün varoluşsal trajedisini de anlatıyor.”

Yazar: John Green

Baskı Yılı: 2014

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 320

 (HEY GIRL, 01.08.2014)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN