Post image
Gençler neden şiddete yöneliyor?

gencler-neden-siddete-yoneliyor--9151311

Aysel Bozan YILMAZ

Sosyal medya, dijital oyunlar, filmler ve diziler, gençlerin şiddete eğilimini artırıyor. Okulda spor, sanat gibi faaliyetlerin az olması da bunda büyük etken. Şiddetten uzaklaşmaları için önce sosyalleşmeleri gerekiyor.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle pek çok kurum gençlere yönelik yaptığı araştırmalarla ilgili sonuçları açıkladı. Habitat Derneği’nin Gençlik Araştırması’na göre; Türkiye’de gençlerin yüzde 30’unun aylık geliri 600 TL’den az. Ancak yüzde 65’inden fazlası hem yaşamdan memnun hem de gelecekten umutlu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre de 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 65.1’i kendini mutlu hissediyor. Gençlerin yüzde 24’ü ise ne okuyor ne de çalışıyor. Yani gençler işsiz ve okumuyor, ama mutlu. Tüm bu verilerin yanı sıra son yıllarda gençlerde ve çocuklarda görülen çok daha büyük bir sorun var: Şiddet.

Arkadaşını döven, öldüren, ardından kendi intihar eden gençlerle ilgili haberleri sık duyar olduk. Peki bunun nedeni ne? Uzmanlara sorduk:

‘Normalleştiriliyor’

İstinye Üniversite Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Seher Akbaş, değişen dünya ve aile yapısının yanı sıra sosyal medyanın, dijital oyunların, filmlerin ve dizilerin gençlerde şiddet eğilimini artırdığına dikkat çekiyor. Şiddeti televizyon veya internette görmenin durumu normalleştirdiğini belirten Akbaş, “Şiddet uygulayıcılarının kahramanlaştırılması, şiddet uygulanan kişilerin bunları hak ettiği şeklinde bir algının yaratılması gençlerin adalete ve vicdana yönelik algılarının değişmesine neden olmakta” diyor. Akbaş, gençlerin, televizyonda seyrettikleri çizgi film ve dizilerdeki kahramanların davranışlarını gerçek hayatta uyguladıklarının altını çiziyor.

Sosyal yönleri gelişmeli

Sosyal faaliyetlere az katılan, internette özellikle de şiddet içerikli oyunlarla daha fazla zaman geçiren gençlerde şiddete eğilimin gözlemlendiğini vurgulayan Akbaş, sosyal ortamlarda daha fazla zaman geçiren gençlerin kendilerini daha güvenli hissettiklerini, daha yaratıcı ve başarılı olduklarını kaydediyor. Şiddetin öğrenme yoluyla edinilen bir davranış biçimi olduğunu ifade eden Akbaş, gençleri şiddetten uzak tutmanın yollarını şöyle sıralıyor:

aileici_siddet_2Şiddeti öğrendikleri alanlar ortadan kaldırılır, tam tersine sorunlarla başetme, çözüm üretme biçimleri değiştirilirse şiddet davranışına başvurmaları da azalır.

  • İnternetten uzaklaştırmanın bir yolu onun yerine koyabilecekleri, eğlenceli bulabilecekleri yeni aktiviteler koymaktır. Gençler içinde yer aldığı ilgi alanlarına göre faaliyetlerde aynı zamanda “sorun çözme becerisini” geliştirmeyi öğrenir.
  • Ailede şiddetin önlenmesi, internetin kontrolü, kısıtlanması, iyi bir sosyal etkileşim ve sosyal destek, okul ve öğretmen desteği sağlanarak şiddet davranışının ortaya çıkması engellenebilir.
  • Davranışları, çocuğun kendisine ya da başkalarına zarar veriyorsa çocuk psikiyatristlerinden destek alınmalı.

Savaşlar da etkiliyor

Dünyanın ekonomik ve sosyal yapısının değişmesi, savaşlar, çevresel durumlar, olumsuz yaşam olaylarının bazı ruhsal hastalıkların yaygınlığını artırdığını kaydeden Akbaş, “Şiddetin önce ekranlarda, sonra hayatın içinde normalleştirilmesi, şiddete eğilimin artması, şiddet içeren davranışlar şeklinde ya da bazı hastalık belirtilerine de yansıyarak başvuruların artmasına neden olabilir” diyor.

Zorbalık artıyor

CHP Niğde Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer de, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, okullarda eğitimin kalitesinin düştüğünü ve şiddet olaylarının her geçen gün artarak devam ettiğini kaydetti. Gürer, şu bilgileri verdi:

“Öğrenciler arasında yapılan araştırmalara göre, hiç mutlu olmayan yüzde 29. Ders çalışırken stres altında olduğunu ifade edenler yüzde 56, okullarda birkaç kez zorbalığa maruz kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 19, sınavlara çok iyi hazırlandığı hâlde kaygı duyduğunu ifade edenler yüzde 59, kendini okula ait hisseden sayısı ise yüzde 61.”

Sağlıklı bir toplum için öğrencilerin mutlu olması gerektiğini vurgulayan Gürer, açıklamasında “Milli Eğitim’in tek hedefi başarılı ve nitelikli öğrenci yetiştirmek olmalı. Sorun her yönüyle vahim. Mevcut eğitim sistemi sorun üretmekte. Başarısızlık ve mutsuzluk eğitimin adı olmamalı. Hükûmet Milli Eğitim politikasını gözden geçirmeli” ifadelerini kullandı.

Eğitim ve öğretmen önemli

Gençlerin şiddete eğilimini etkileyen faktörler arasında eğitim de yer alıyor. İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman, çocukların okula hazır olmamasının, stresli ve mutsuz öğretmenlerin, akranlarla zayıf ilişkinin çocuklarda şiddete eğilimi artırdığını kaydediyor.

gülşahOkullarda sosyal faaliyetlerin yetersiz olmasının da etkili olduğunu söyleyen Karaduman, sınıf içi etkinlikler ve sosyal faaliyetlerin öğrencilerin şiddete eğilimini azalttığına dikkat çekiyor. Karaduman, konuyla ilgili şu önerilerde bulunuyor:

  • Öncelikle eğitim programlarının içerikleri, bireysel eğitimi destekleyici şekilde olmalı.
  • Her çocuğun sahip olduğu özelliklerin farkında olan öğretmenler onların seviyelerine yönelik etkinlikler sunmalı. Fakültelerde eğitim programları tekrar düzenlenmeli, öğretmen yeterliliklerine uygun hale getirilmeli. Öğretmenlerin öğrencilere yaklaşımları ve stres yönetimi konusunda ek dersler konulmalı. Mutsuz ve stresli öğretmenler, şiddete eğilimli öğrenciler yetiştirirler.
  • Eğitim programları sosyal faaliyetleri destekleyici şekilde düzenlenmeli. Okullarda farklı yeteneklerin sergilenebildiği yarışmalar düzenlenmeli, tiyatro, dans, resim gibi çalışmalar için atölyeler oluşturulmalı. Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı. Kitap okuyanların hayal güçleri yüksek olur ve empati duyguları gelişir.

(Milliyet, 19.05.2017)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN