Kağıthane’de yaşanan yok yere bir kişinin öldüğü, iki kişinin yaralandığı gürültü tartışması, gençlerde biriken öfkenin ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi. Uzmanlar, Düzce’de de benzer bir gerginliğin hızla arttığı konusunda uyarırken HEGEM Onursal Başkanı Adem Solak, KGK 5. Medya Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada gençliğin tehdit ve tehlike altında olduğunu dile getirerek “Gençleri kazanalım derken çok şey kaybediyoruz. Anne ve babalara toplumun her bir ferdine çok büyük görevler düşüyor” dedi.
İstanbul Kağıthane’de 19 yaşındaki bir gencin apartmandaki gürültü tartışması sonrası kapının dürbününden ateş ederek bir kişiyi öldürmesi, gençlerde bastırılan öfkenin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha ortaya koydu. Uzmanlar, bu olayın yalnızca bireysel bir patlama değil, ülke genelinde giderek belirginleşen duygusal bir kopuşun habercisi olduğuna dikkat çekiyor.
“DÜZCE’DE GENÇLER NEDEN GERGİN?”
Günaydın Düzce Muhabiri İrem Arslan’ın haberine göre; psikologlar, özellikle 15-25 yaş arası gençlerde öfke kontrolü sorunlarının belirgin biçimde arttığını ifade ediyor. Aile içinde sağlıklı iletişim kurulamayışı, ekonomik sıkıntılar, sosyal baskılar ve psikolojik desteğe erişim eksikliği; gençlerin iç dünyasında taşınması zor bir yük oluşturuyor. Bu baskı, kontrolsüz anlarda tehlikeli davranışlara dönüşebiliyor.
“SİTE YAŞAMI GENÇLERİ DAHA FAZLA BASKI ALTINA ALIYOR”
Düzce’nin merkez mahallelerinde artan yüksek katlı site ve apartman yaşamı da gerginliği artıran etkenler arasında. Gürültü tartışmaları, komşuluk ilişkilerinin zayıflaması, otopark ve aidat sorunları gençleri sürekli bir stres ortamına sürüklüyor. Kentte sıkça dile getirilen “Kimse kimseyi duymuyor”, “En ufak meseleler bile büyüyor”, “Herkes patlamaya hazır” ifadeleri, toplumsal gerilimin boyutunu yansıtıyor.
“ŞİDDET NEDEN DEĞİL, SONUÇ”
Uzmanlara göre gençlerin yaşadığı öfke patlamaları, tek bir sebepten değil, yıllar içinde biriken duygusal yükten kaynaklanıyor. Umutsuzluk, sosyal izolasyon, dijital ortamdaki agresif içerikler, gelecek kaygısı ve iletişimsizlik gençlerde duygusal kırılmalara yol açıyor. Bu nedenle basit bir tartışma bile büyük bir kopuşa dönüşebiliyor.
“DÜZCE’DE ŞİDDET OLAYLARI ARTIYOR: TESADÜF MÜ?”
Kentte son dönemlerde artan kavga, bıçaklama ve aile içi şiddet haberleri, gençlerin psikolojik baskı altında olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, öfke kontrolü eğitimlerinin okullarda zorunlu hale getirilmesini, gençlere yönelik psikolojik destek birimlerinin güçlendirilmesini ve ailelere erken dönemde danışmanlık verilmesini öneriyor. Konuşulamayan duygular, çözülemeyen sorunlar ve yalnızlık hissi gençleri bir anda kontrolsüz bir noktaya sürükleyebiliyor. Uzmanlar, “Öfkeyle büyüyen bir gençlik, gelecekte büyük bir toplumsal krizin fitilini ateşleyebilir” uyarısında bulunuyor.
“GENÇLER YÜZDE 90 ORANINDA NEFRET EDİYOR”
Alanya’da 41 ülkeden 310 gazetecinin katılımıyla düzenlenen ve 4 gün süren Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) 5. Medya Çalıştayı’nda “Şiddet ve suç oranlarındaki artış” üzerine konuşan Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Onursal Başkanı Adem Solak ise “Seri nefret, seri cinayet, seri şiddet sorunu toplumu geriyor ve kaygı duymasına neden oluyor. Şiddet ve suç oranlarındaki artış meşru hale geldi sanki. Böyle giderse durum vahim. Gençlik tehdit ve tehlike altında. 14 bin liseli genç üzerinde yapılan araştırmada gençlerin diğer insanlardan yüzde 90 oranında nefret eder hale geldiğini öğrendik. Bu çok zor bir süreç. Türkiye de terör ile mücadele edilecekse önce şiddet sorunu, suç oranlarındaki artış çözülmeli ” dedi.
LİSELERDE REHBERLİK SERVİSİNE BAŞVURAN ÖĞRENCİ ORANI SADECE YÜZDE 2
Liselerde rehberlik servisine başvuran öğrenci oranının sadece yüzde 2 olmasının çok çarpıcı olduğunu dile getiren Solak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milli eğitimde rehberlik hizmetleri ciddi yetersizlikler içinde. Şiddet Önleme Danışmanı aktörlerinin ve okul/aile eksenli ‘Yeminli Sosyal Arabuluculuk Modeli’nin acilen yaygınlaştırılması gerekli. Çocuklar ve gençlik boyutunda ‘Radikal Şiddet Aşaması’ noktasına gelindi artık. İllerde ayrıntılı çocuk ve aile odaklı çok sektörlü ve çok disiplinli sosyal risk analiz çalışmaları acilen yapılmalı. Önleyici sosyal hizmet modelleri elde edilecek bilimsel verilere göre hayata geçirilmelidir.”
‘18-24 YAŞ ARASI GENÇLERİN ÜÇTE BİRİ NE OKULDA NE İŞTE YER ALIYOR’
Le Monde Gazetesi’nin ‘Türkiye gençliğin tamamını kaybetme riskiyle karşı karşıya’ başlıklı haberini hatırlatan Adem Solak, “Bir çok rapora dayanan haberde Türkiye’deki eğitim sistemindeki endişe verici kalite düşüşü ve bu nedenle 18-24 yaş grubundakilerin üçte birinin ne okulda ne işte yer aldığı vurgulanmıştı. Gençleri kazanalım derken çok şey kaybediyoruz. Anne ve babalara toplumun her bir ferdine çok büyük görevler düşüyor” açıklamasında bulundu.
(5 Ocak ve Günaydın Düzce gazeteleri, 18.11.2025)



Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN