13’üncü kitabım yayınlayan Eğitimci-Yazar-Şair Hatice Altunay, hedef kitlesinin gençler ve çocuklar olduğunu belirterek sorularımızı yanıtladı.
Eğitimci-Yazar-Şair Hatice Altunay ile edebiyat ve kitapları üzerine konuştuk. Altunay bugüne kadar 13 kitabın altına imzasını koydu. Şimdi ise yeni kitabının hazırlıklarını sürdürüyor.
Hatice Altunay’ın yazıyla alakası Türkçe Öğretmeni Yüksel Parlar’in teşviki ile başlamış. Devamında ise öğretmenlerinin sürekli yazı konusunda takdirini görmüş. Her zaman yazının içerisinde bulunan yazar, ilk eserini 2010 yılında yayınladı. Sonrası da geldi. Bugüne kadar 13 kitabın altına imzasını koydu. Hedef kitle olarak kendine çocuk ve gençleri alan yazar Altunay, gazetemize kitaplarını ve yazıyla olan macerasını anlattı.
Sizi kısaca kendi sözlerinizle tanıyabilir miyiz?
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. 32 yıllık mesleki hayatımdan sonra emekli oldum. Doğum yerim Ortaca /Muğla. İlkokul günlerinde okumaya çok meraklı bir çocuktum. Sınıf kitaplıkları bana yetmedi, okulun kütüphanesine yöneldim. Sesimin tonunu fark eden öğretmenlerim bana hep şiir okuturlardı. Ortaokul sıralarında Türkçe öğretmenim Yüksel Parlar sayesinde güzel metinler yazdığımı biliyor olmak, bana arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin içinde biricik yapmıştı. Şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceler aldım. Dolma kalem ve kitaplar hep ödülüm oldu. Lise yıllarında yazma hevesim hep sürdü günlükler yazdım şiir ve kompozisyon metinlerim gittikçe büyüyordu. Türk Dili ve EdebiyaU öğretmenim Selim Günyeli’nin biricik öğrencisiydim. Hangi şairi, yazarı okuyorsak Varlık Yayınlan’ndan çıkan tanıtım kitaplarını alıyordum. Babamı erken kaybetmiş olmam beni umarsız bir genç yapmadı. Taşradan çıkan kendini yetiştiren biriydim. Yazları, güzleri tarlalarda ırgatlık yaptım. Yeri geldi pazarlarda yumurta ve limon sattım asla inancımı yitirmedim. Ülkemizin sancılı döneminde Necatibey Eğitim Fakültesi’nde okudum. Okul döneminde de yazıyı hiç bırakmadım yerel basında ve dergilerde şiirlerim ve yazılanm yayınlandı. Öğretmenlik yaşamımda okumak için can atan tüm gençlere rehberlik yaptım. Onların dünyasına sanatın güzelliklerini yansıttım. Şiir dinletileri, açık oturum, okullarda kültür ve sanat dergileri oluşturdum. Kısacası öğretmenlik yıllarım dolu dolu geçti. Öğrencilerimle Gülümseyen Turkuvaz adlı kadın ve eğitim üzerine yazdığımız kitapla kız çocuklarının eğitimine destek olduk. Şiir dinletileriyle başlayan sürecimiz Mutlu Demiroğlu, Sultan Çakır adlı öğrencilerimizde kitaplaştı. Metinlerimin kitaplaşma süreci 2010 yılında gerçekleşti. 2010 yılından bugüne kadar on üç kitabım oldu. Geç kaldığımı düşünürken, altmış yaş üzeri yazar arkadaşlarımı gördükten sonra asla geç değil diyerek yoluma devam ediyorum. Kısaca yazamadım yaşananlar uzun olunca…
Yazıyla alakanız nasıl gelişti?
Türkçe öğretmenim Yüksel Parlar‘ın gezip gördüğünüz yeri yazınız deyince, sınıf gezisini yazmıştım. Yazımı okuyunca, yüzü gülmeyen öğretmenimi gülümsetmiştim. “Arkadaşlar aranızdan yeni bir yazar doğuyor” demişti. Sınıfça alkışlamışlardı beni. Sonrası hep sürdü. Lise öğretmenim Selim Günyeli de anı defterime “Gelecekte güçlü bir kalem, yazar görüyorum” demişti.
İlk edebi eser anlamında yazmaya nasıl karar verdiniz? Sizi ne motive etti?
İlk eserim şiir olacak diye inatlaştım. 2008 yıllarında İstanbul’da yaşayan meslektaşım Omriye arkadaşımla Cağaloğlu yokuşundaki tüm yayınevlerini dolaşmıştık çoğu bizi kapıdan çevirdi. Şiir dosyam geri döndü ya öykü dosyamı aldı iki yayınevi. “Hemen cevap veremeyiz. İki yıl bekleyin” dedi. Önderlik yapacak olan şairimiz de bana dosyamı katlayıp koltuğumun arasına sıkıştırdı. “İstanbul’da kitap basılmaz” dedi. Beynime bir külçe düşmüş gibiydim. İçine bakmadı bile… İki yıl külkedisi gibi bekledim. Marmaris’te dolaşırken, yayınevinin kitap basılır yazısı ile hızlandı her şey. Sağ olsun hayat arkadaşım Lütfü Ünal Altunay bana önderlik yaptı. Dosyamı yeniden düzenledi. Raşit Öztürk arkadaşımın Karya Yayınevi’nden Geç Kalan Sezgi adlı şiir kitabım çıktı. İlk göz ağnm şiir kitabı olmuştu. İki yıl aradan sonra sırasıyla diğer kitaplarım…
Çok sayıda kitap yazdınız. Kitaplarınızdan kısaca söz eder misiniz?
İlki şiir kitabım Geç Kalan Sezgi biraz geç kalmışlığıma rahmetli çağdaş yaşam ve eğitim emekçisi Türkan Saylan‘a adadığım şiir kitabım. İkinci kitabım Fısıldayan Kadın öykü kitabım. Rahmetli anneanneme adadığım. Üçüncü kitabım Ellerin Sevgi Dokuması öykü kitabım. Anı öykülerinden oluşuyor. 2. baskısım yapıldı. Dördüncü kitabım İçimde Bir Serçe Muğla ve çevresinde yaşanmış yaşam öykülerinden oluşuyor. Gençler tarafından ilgi gördü 2. baskısı yapıldı. Beşinci kitabım Dersimiz Sevgi deneme kitabım. Eğitim ve öğretim üzerine, öğretmen yazarlarımız ve şairlerimiz üzerine yazdığım. Ali Yüce‘nin Dersimiz Sevgi şiirine ithafen yazdığım kitabım. Altıncı kitabım İnsanlığın Ortasında Kayıp Kadınlar adlı öykü kitabımda ödül aldığım öykülerim yer alıyor. Yedinci kitabım öğrencim Mutlu Demiroğlu ile birlikte çıkardığımız Gün Aşığı Buğulu Şiirler adlı kitabımız. Sekizinci kitabımız kız öğrencilerimle birlikte hazırladığımız Gülümseyen Turkuaz adlı kitabımız. Dokuzuncu kitabım cep şiir kitabı Güz Fısıltısı özellikle şiir sevmeyenlere hazırladığım ki çok ilgi gören kitabım. Çocuk kitaplarına yönelişim, biraz öğretmenliğin getirdiği değerler doğrultusunda oldu. Çocuklara yönelik kitapların hiç de özlenen gibi olmadığına tanık olunca, yazma gereksinimi hissettim. Körpecik beyinleri zehirleyen çok kötü kitaplar vardı çünkü. Onuncu kitabım çocuklara yönelik şiir kitabım Atatürk Çiçeği. Belirli gün ve haftalara uyumlu bir kitaptır. On birinci kitabım Güneşin Kelebekleri çocuklara yönelik öykü kitabım. Kitabın kapak tasarımı benim, çizim, içindeki resimler… Çocuk gelişimindeki öğrencilerimizin çizimleridir. On ikinci kitabım Meral Kutluğ İlsever arkadaşımla birlikte miniklere hazırladığımız öykü kitabımız. Çocuk kitaplarımız Kültür Bakanlığımız tarafından satın alınmış kütüphanelere gönderilmiştir. On üçüncü kitabım şiir kitabı Akıp Gidenler virüs salgının olduğu bu dönemde çıktı. Roman türünde eser hedefliyorum.
Çoğunlukla evde geçirdiğimiz şu günlerde kitapseverlere tavsiyeleriniz nedir?
Salgın döneminde kitap okuyanlarımızda farkındalık arttı ancak, böylesi sıkıntılı bir dönemde bizi yorgun düşüren, ağır olaylı, entrikalı kitaplardan uzak durmak gerekli. Zihnimizin dinginliğe gereksinimi var. Bizi mutlu edecek, moral verecek eserler okunmalı ki direncimiz artsın. Psikolojik temalı kitaplar gerginlik yaratır. Kadın cinayetleri vb. konularda metin yazmaya çalışırken bedenim def gibi geriliyor. Yazarken içim almıyorsa okuyan nasıl olur düşünmek bile istemiyorum. Uzun soluklu kitaplar yerine, öykü deneme, şiir kitapları okumak iyi gelir. öykülerden oluşuyor.
Hedeflediğiniz kitle nedir?
Özellikle gençler ve çocuklar… Gençlerimize önderlik etmek gerek. Velilerimize de önderlik etmek gerekiyor. Bazen çocuk kitaplarını okuyup da çocuklarına ve çevresine iletenler, verenler oluyor.
Yeni bir kitap hazırlığınız var mı?
Çocuklara yönelik hayvan sevgisini dile getiren öykü dosyam var. Başarabilirsem bir gençlik romanım olacak.
(İlkses, 20.10.2020)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN