Post image
Kadının yazgısı

 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ydü…

Tüm dünyada kadınlar sokaklara döküldü ve tek bir ses yankılandı:

“ŞİDDETİ DURDURUN…”

Evet. 21. yüzyıldayız… Teknoloji her gün, her saniye yeni buluşlarla baş döndürücü bir şekil de ilerliyor. Ama kadınların ‘’ yazgısı’’, çok azının ki hariç hiç değişmiyor… Kadına şiddet azalmak şöyle dursun, artarak devam ediyor… Kadınlar; sevilmek yerine, tacize, tecavüze uğruyor, yaralanıyorlar, öldürülüyorlar…

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNDODC) Başkanı Ghada Fathi Waly de, 2021 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeni ile yaptığı açıklamada, artan aile içi şddet ve yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle kadın haklarındaki gerilemeye dikkat çekti. Waly 2020 de Dünya genelinde 47 bin kadın veya kızın eşi ya da yakınlarından biri tarafından öldürüldüğünü vurguladı.

Yani bu açıklamaya göre dünya genelinde her 11 dakikada bir kadın ve ya kız kendi ailesinden biri tarafından öldürülüyor.

BM Kadın Biriminin yayınladığı verilere göre, dünya genelinde 15 yaş üzeri yaklaşık 736 milyon kadın yani her 3 kadından biri hayatlarının bir döneminde şiddete maruz kalıyor. Bu kadınların 640 milyondan fazlası eşleri ya da eski eşleri şiddet uyguluyor…

Sizler de şahitsiniz hemen her gün ülkemiz de, kadın cinayeti yaşanıyor ve kadınlar boşanmak istedikleri için, barışmak istemedikleri için, sevgili olma teklifini reddettikleri için erkekler tarafından acımasızca katlediliyorlar…

Rakamlar kadına şiddetin sadece ülkemizin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor. Amerika da cinsel taciz karşıtı en büyük sivil toplum örgütü RAINN’nin verilerine göre ülke genelinde her 68 saniyede bir kişi cinsel istismar ya da tacize maruz kalıyor…

Sivil toplum örgütleri ve düşünce kuruluşlarınca yapılan çalışmalar ile anketlere göre,  sık sık toplu tecavüz ve vahşi cinayetlerle gündeme gelen Hindistan, dünyada en fazla cinsel saldırının gerçekleştiği ülkelerden biri durumunda. Hindistan Kadın Komisyonundan elde edilen veriler,  aile içi şiddet şikâyetlerinin, 2020 yılı baharında karantina kurallarının en sıkı şekilde uygulandığı bölgelerde yüzde 131 artığını gösteriyor…

 

 

Kadına yönelik şiddet yönelik şiddet olaylarındaki bu hızlı artışın önüne geçmek için Eylül 2020 itibari ile 52 ülke, Kovid-19 ile mücadele politikalarına, kadına yönelik şiddetin önlenmesi gibi hedefler de koydu… Bu hedeflerin ne kadar başarılı olduğu ya da olacağı tartışılır…

Türkiye’ ye gelince kadına yönelik cinsel saldırı görünürde Hindistan kadar yaygın olmayabilir… Ama ülkemizde öylesine ‘’Aile içi iğrenç olaylar” zaman zaman küçük kız çocuklarının kaybolması ve ölü bulunmasıyla ortalığa saçılıyor ki; Kadınlar sadece öldürülüp kara toprağa sokulmuyor yaşarken de ‘’adeta birer ölü gibi‘’ yaşamak zorun da bırakılıyorlar…

Yani kadınlar ve genç kızlar, şerefsiz, ahlaksız, çoğunluğu da aile fertlerinden oluşan kirli erkek nefsinin cinsel saldırısıyla karşı karşıya ‘’korku, damgalanma ve utanç” hissiyle yaşadıklarını hiç kimseye anlatamadan, duyurmadan yaşamak zorunda kalıyorlar…

Hepiniz de biliyorsunuz daha yeni yaşadık buna benzer bir olayı… Yayın yasağı geldiği için bahsedemiyoruz, ama söz konusu olayda, baba – dede hepsi birbirine karışmış ve yaşanan iğrençlik insani öylesine tiksindiriyor ki…

Kadın cinayetlerine gelecek olursak her yıl ülkemizde kadın cinayeti sayısı yılın 365 gününden fazla emin olun…

İçişleri bakanı Süleyman Soylu bile, Aile Bakanıyla 81 ilin valisiyle yaptığı canlı yayın da ‘’15 Kasım itibariyle 2021 de 251 kadın cinayetinin işlediğini,  gecen yılın tamamın da bu sayının 268 olduğunu‘’ belirtti…

Bakana göre rakam bu.  Ama günü gününe tutulan verilere bakıldığında sayı bir anda fırlıyor…

Kİ, İyi Parti Bursa Kadın Politikaları Başkanı Hüsniye Pıtırlı’nın, ‘’kadına şiddette gerçek veriler saklanıyor” iddiasına katılmamak mümkün değil…

Dünyada olduğu gibi, istatistiksel olarak her 3 kadından birinin şiddete maruz kaldığı Türkiye deki kadın cinayetleri,  kadına yönelik şiddetin Türkiye’deki boyutu ‘’Dying to Divorce \ Ölümüne Boşanmak’’ adıyla sonunda belgesel de yapıldı. Oscar yarışında, En İyi Uluslararası Film kategorisinde birbirinden iddialı yapımların aday gösterdiği yarışta İngiltere’yi temsil edecek. Yani Türkiye de kadına yönelik şiddet ve buna karşı hukuki belgesel film Oscar adayı…

Evet, kadının durumu dünyada da, ülkemizde de içler acısı… Umut Vakfı olarak; 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” vesilesiyle kadına-kıza yönelik şiddetin, aile içi şiddetin, taciz ve tecavüzlerin önlenmesi için olağanüstü hal ilan etmeleri ve acilen çözümler bulup kararlılıkla uygulamaları için tüm yetkili ve ilgililere çağrıda bulunuyoruz. Çünkü kadınlar-kızlar taciz-tecavüz edilip, öldürülmek istemiyorlar.

İyi haftalar,

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN