Post image
Ne bağırıyorsun bacak kadar çocuğa

unluler-malala-icin-24-saat-sessiz-7009-669x321

TUNCA ÖĞRETEN tuncao@gmail.com / Tvvitter: @tuncaogreten

”Ben doğduğumda, köy halkı anneme acımış, kimse de babamı tebrik etmemiş. Şafak vakti, son yıldız da gözden kaybolurken dünyaya gelmişim. Biz Peştular bunu uğurlu bir işaret olarak kabul ederiz. Babamın hastaneye verecek ya da ebe tutacak parası yokmuş; bu yüzden doğumuma bir komşumuz yardım etmiş. Annemle babamın ilk çocuğu ölü doğmuş, bense tekmeler ve çığlıklar atarak çıkmışım. Erkek evladın doğumunun silahlar atılarak kutlandığı, kız çocuklarının ise örtülerin ardına saklandığı, hayattaki rollerinin sadece yemek pişirmek ve çocuk doğurmak olduğu topraklarda doğmuş bir kız…”

İşte bu cümlelerle başlıyor kitap ve belki de hem kitabı, hem de ülkesi Pakistan’da kız çocuklarının da okuyabilmesi için yürüttüğü kampanyalar sonrasında neden adının Taliban’ın ölüm listesine girmesini net bir şekilde anlatıyor, Malala.

PAKİSTAN’I DİNLİYORUM…

Ben, Malala, korkusuz bir devrimci olan Malala Yousafzai‘nin gazeteci Christina Lamb tarafından kaleme alınmış otobiyografik hikâyesi. Evet, okuldan çıkmış eve gidiyorken Taliban tarafından kafasından vurulan Malala’nın hikâyesi. Belki de onu vuran suikastçı, Malala’nın kim olduğunu bilmiyordu, belki Malala onun için ülkede laikliği yaymaya çalışanlardan biriydi, o kadar. Ancak Malala’nın kim olduğunu kız öğrenciler ve özellikle de diğer kadınlar çok iyi biliyorlardı. Çünkü Malala, onların kahramanıydı.

Genelde başkası adına yazılan kitaplar sıkıcı olur, gerçek duyguyu vermekte zorlanır. Ama aynı zamanda BBC’de blog yazarlığı yapan Malala’nın anlatma yeteneğinden midir bilinmez, Lamb’in kitabı kaleme alışında o gerçeklik duygusunu fazlasıyla alabiliyorsunuz. Kitapta; 300 dil konuşulan, çeşitli kültürlerin yaşamını devam ettirdiği, farklı kimlik ve dinlerin var olduğu, insanlarnın, bürokrasi- ordu-Taliban arasında sıkıştığı Pakistan’ı dinliyoruz, Malala’dan. Malala, acı ama bir o kadar da umutla dolu ülkesinden o kadar güzel bahsediyor ki, kalbinize dokunmaması mümkün değil.

GÜZEL AMA ZOR ŞEY

Başından vurulduktan sonra tedavisine İngiltere’de devam edilen ve yeniden hayata dönen Malala için Taliban, tehdit savurmaya devam ediyor. Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen ve Başkan Obama ve ailesiyle görüşen Malala, bu tehditler için tek bir şey söylüyor: “Azrail, beni almak istemiyor.”

MALALA, AC GÖZÜMÜZÜ

Malala, kitabında daha çok babasının hikâyesini bizlerle paylaşıyor. Diğer Pakistanlılardan ziyade, kız çocuğu sahibi olmaktan utanmayan ve hatta verdiği mücadeleyle ailesinin, özellikle de ailenin gurur kaynağı olan “Malala’nın babası” olmaktan duyduğu mutluluktan ve bir o kadar da yaşadığı tedirginlikten bahsediliyor. Aynı zamanda bir eğitimci olan babasının, yeni eğitim projeleri geliştirdiğinden ve onları hayata geçirebilmek için akşamları patlamış mısır yaparak sattığından da bahsediliyor.

Malala kitabında, kendisini vuran adamdan nefret etmediğini dile getiriyor. Çünkü kendisini vuran adamın ”bir zavallı olduğunu ve onun da eğitim” ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Yani Malala’ya göre bu toprakların en büyük eksiği zaten eğitim. Gerçi buradaki kaosu salt eğitime de bağlamanın yanlış olacağı görüşünde, genç aktivist. Çünkü Batılı askerler tarafından öldürülen ve tecavüz edilen çocuklara da dikkat çekiyor. Özellikle de, Irak Mahmudiye’de Amerikan askeri Steven Green tarafında tecavüz edilen, sonra da yakılarak öldürülen 14 yaşındaki bir kız çocuğunun hazin durumuna dikkat çekiyor, Malala. Çünkü Green, gencecik bir kız çocuğuna kıydıktan sonra, Hölge insanı için şu cümleleri sarf etmişti:

“Ben, bu bölgedekilerin insan olduğunu düşünmüyorum.”

Batı dünyası, Malala’yı tanıdığı andan itibaren, artık bölgenin de sorunlarına kafa yormaya ve birçok şeyden haberdar olmaya başladı. Artık Malala’nın davası, Batı’nın davası. O yüzden bu kitap, Batı’nın Doğu’yu ve Doğuluyu anlaması noktasında da bir mihenk taşı.

Bizim içinse külliyen bir sürprizden ziyade, ait olduğumuz coğrafyada, bildiklerimizi görmezden gelmemek, bir deve kuşu misali kafamızı gömdüğümüz topraktan çıkarmak için bir fırsat. Çünkü biz bu sorunlara çok da yabancı değiliz. Biz kendi Malala’larımıza bile sırt çeviren umarsızlarız.

BEN MALALA

CHIRISTINA LAMB, MALALA YUSUFZAY

CEVİREN: DOĞAN YILMAZ

EPSİLON YAYINLARI

(Taraf, 11.04.2014)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN