Post image
Ödünsüz bir yaşam: Seçkin

 

Suzan İNCEEFE PEKER

Seçkin Selvi…

Gabriel Garcia Marquez’in başyapıtı Yüzyıllık Yalnızlık ve 150’ye yakın kitabın Türkçe’ye kazandırılmasını sağlamış, Onur Ödüllü bir çevirmen. Tiyatro eleştirmeni, sahne ve kostüm tasarımcısı, gazeteci, eğitmen…

Cesur, dirençli, müdanasız, azimli, mangal yürekli bir kadın. Türkiye’nin önemli entelektüellerinden…

Arkadaşım Emine Çağan’ın annesi…

Çok görüşemesek de bizim tanımaktan onur duyduğumuz Seçkin Teyzemiz.

Gazeteci, yazar Zeynep Miraç, ‘Seçkin-Ödünsüz Bir Yaşam’ adıyla Seçkin Selvi’nin yaşam hikayesini kaleme almış. “Üretmekte direnen, teslim olmayan, yakın tarihin karanlık günlerinden nasibini fazlasıyla alsa da yaşam sevincini ve mizah duygusunu hiç kaybetmeyen… Bilgisini paylaşmakta bonkör, derdini paylaşmakta tutumlu” diye ipucu vermiş Zeynep Miraç, kitabın arka kapağında.

Biyografileri oldum olası severim. ‘Seçkin’ kitabını da bir çırpıda bitirdim. Tanıdığım, saygı duyduğum birinin yaşam öyküsüne tanıklık ederken, zor koşullara rağmen dimdik ayakta durmasına hayran kaldım.

Çocukluğu 1940’lı yıllarda Ankara’da geçen, doktor bir baba ve bürokrat bir aile çevresiyle büyüyen  Seçkin Selvi, Üsküdar Amerikan Koleji’nden başarıyla mezun oluyor. Çocukluğundan beri ilgi duyduğu ve içinde olduğu tiyatro, Selvi’ye çevirinin yolunu açıyor. Çevirdiği ilk oyunda hapishane hücresindeki bir mahkum, sadece ayak seslerini duyduğu biriyle konuşuyor. Ne ironiktir ki, Seçkin Selvi de ileriki yıllarda çevirileri nedeniyle hapis yatıyor. Ama O; koğuşun keşmekeşi içinde ‘Aile bütçeme en çok katkısı olan erkek’ dediği Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ını çevirecek kadar yaşama tutunan, kendiyle barışık dirayetli bir kadın.

Seçkin, özel yaşamında ailesini karşısına alarak aşık olduğu adamla evlenip, ilk çocuğunu kucağına alırken, Türkiye’de de gergin bir siyasi ortam mevcut. Seçkin’in bundan sonraki yaşamı da siyasetten kopamıyor pek.  Özel yaşamında yeni bir aşk, evsiz kalınan günler, vapurda yazılan oyunlar, yeni annelik heyecanları… Hepsi yaşamın hem keyifli, hem mücadele gerektiren aşamaları. Kitabı okuyunca hepsinin üstesinden nasıl ustalıkla ve muziplikle geldiğine tanık oluyoruz…

Aşkla yapılan evliliklerle büyüyen, büyük bir ailesi var bugün Seçkin Selvi’nin.

“Çocuklar büyürken anne babalar gelecekleri için hayaller kurarlar. Ben kurmadım, çünkü gerçekleştiremeyeceğimi biliyordum” diyor.

Büyük ailesiyle mutlu. Hala üretiyor, hala çeviri yapıyor. 2007 yılında Çeviri Derneği’nin Onur Ödülü’ne değer görülen Seçkin Selvi’ye göre bir çevirmen için en mutlu an “Bu cümle ancak böyle çevrilirdi, aferin” deyip kendini alkışladığı an…

Her yaşam benzersiz. Kimimizinki daha kolay, kimimizin meşakkatli. Önemli olan her anın tadını çıkarmak ve yaşamın üstesinden gelirken, kalıcı izler bırakabilmek.

Seçkin Selvi’nin 84 yıllık yaşam öyküsüne tanıklık etmek size de iyi gelecek.

 

Seçkin

Ödünsüz bir yaşam

Zeynep Miraç

Doğan Kitap

172 sayfa

 

YORUMLAR(2)

SİZ DE YORUM YAZIN