Post image
“Öz güven eksikliği silah ile kapanmıyor!”

 

Duygu TEKİN

Eski Narkotik Polisi ve Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun, silah ruhsatı için başvuranların yüzde 70’inin kendilerini koruma ve güvenlik sorununu gerekçe gösterdiğini, ancak bu gerekçeyle başvuranların bazılarının evlerinin karakolun hemen yanında olduğuna işaret etti. Uzman Altun, silahın toplumda güç ve erkekliğin sembolü olarak algılanmasına rağmen, yapılan testlerde başvuru yapanlar arasında korku, panik, kendine güvensizlik ve hatta cinsel sorunlar olanların da önemli bir çoğunluğu oluşturduğuna da dikkat çekti.

Eski Narkotik Polisi ve Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun, Akdeniz’de Yeni Yüzyıl Gazetesi’ne yaptığı açıklama ile silah kullanımına, silah ruhsatı edinimine, silah kullanarak isteyenlerin kişilik yapılarına ve psikolojik özelliklerine, artan şiddet olaylarının sosyolojik etkilerine değindi. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Ayhan Akcan’ın açıklamalarına da yer veren Uzman Altun, silah unsurunun yaşanan 3. sayfa haberlerindeki tetikleyici rolüne, yerel medyanın yayımlanan haberlerdeki etkisine de yorum getirdi.

 

 

“KORKU TAŞIYANLAR SİLAH KULLANMA EĞİLİMİNDE”

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Ayhan Akcan’ın açıklamaları ile sözlerine başlayan İsa Altun, “Bakırköy Devlet Hastanesi’ne silah ruhsatı almak için 3 yıl içinde sağlık raporu başvurusu yapan 16 bin kişi üzerinde araştırma yapan Bakırköy Psikiyatri Araştırma Merkezi’nin yöneticisi uzman Dr. Psikiyatr Ayhan Akcan, yaptığı bir araştırmada silah ruhsatı için başvuranların yüzde 70’inin kendilerini koruma ve güvenlik sorununu gerekçe gösterdiğini ancak, bu gerekçeyle başvuranların bazılarının evlerinin karakolun hemen yanında olduğu belirlenmiş. Araştırmada, silahın toplumda güç ve erkekliğin sembolü olarak algılanmasına rağmen, yapılan testlerde başvuru yapanlar arasında korku, panik, kendine güvensizlik ve hatta cinsel sorunlar olanların da önemli çoğunlukta olduğu tespit edilmiştir” dedi.

60 YAŞ ÜSTÜ BİREYLERDE BUNAMA BELİRTİLERİ

Türkiye’de silah ruhsat başvurusu için alt yaş sınırı 21 olmasına rağmen üst sınır bulunmadığına dikkat çeken uzman Altun, “Kişi, ne kadar yaşlı olursa olsun sağlık raporu aldığı sürece ruhsat alabiliyor. Üst yaş sınırı olmamasının son derece sakıncalı bir durum olduğunun altını çizen Akcan’ın araştırmasında silah ruhsatı başvurusu yapan 60 yaş üstü kişilere de yer verildi. Araştırma sonucunda bu başvuru sahiplerinden yüzde 19’unun erken dönem bunama, yüzde 35’inin de depresyon belirtileri taşıdığı ortaya çıktı. Dr. Akcan, erken bunama özelliği taşıyanların rahatsızlıklarının en geç 5 yıl içinde Alzheimer’e dönüştüğünü, depresyon özelliği taşıyanların intihara yatkın olduklarını belirtiyor” diye konuştu.

“RUHSAT İŞLEMLERİNDE DENETİMLER ARTIRILMALI”

Aynı zamanda Bakırköy Psikiyatri Araştırma Merkezi’nin yöneticisi de olan Dr. Akcan’ın Türkiye’de maganda kurşunlarına bağlı ölümlerin önüne geçmek için tedbirler de önerdiğini kaydeden uzman İsa Altun, “Akcan’a göre, ruhsatsız silah taşımanın ve meskûn mahalde ateş etmenin cezası arttırılmalı, ruhsat verme yetkisi valiliklerden alınmalı, silah ruhsatı için üst yaş sınırı getirilmeli ve bütün ruhsat işlemlerindeki denetimler artırılmalı. Silah alma isteyenlerden önemli bölümünün şüpheci, kuşkucu ve korkak kişilik yapısına sahip olduğu, yüzde 25’inin mazoşist veya arabesk yaklaşımı bulunduğu, yüzde 14’ünün ‘narsist’ derecesinde kendini beğendiği, yüzde 35’inin öfke kontrolünde zorlandığı için her an silah kullanabilecek durumda olduğu, yüzde 25’inin sürekli öfke halinde olduğu açıklandı” şeklinde konuştu.

“SİLAHTAN AYRILMAK FİZİKİ RAHATSIZLIK YARATIYOR”

Dr. Akcan’ın araştırmasında silah düşkünlüğünün alkol, sigara gibi bağımlılık yaratma etkisinin tespit edildiğine dikkat çeken uzman Altun, “Yapılan testler ve sorulan sorular sonucunda bu kişilerin silahlarından ayrılmaları halinde kendilerini çıplak, sahipsiz hissettikleri ayrıca el titremesi, çarpıcı gibi fiziki rahatsızlar yaşadıkları belirlendi. Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında ‘maganda’ kurşunuyla ölümler ve vücudunda mermi çekirdeğiyle yaşamak zorunda kalan insan sayısında dünyada birinci olmasının ve ayrıca silahla meydana gelen ölümlerde ABD ve Arjantin’in ardından üçüncü olması şaşırtıcı. Silah ruhsatının yenileme süresi 5 yıldır. Bu sürenin 2 yıla indirilmesini istedi. 5 yıl çok üzün süre. 1 kişinin 2 yılda delirmeyeceğini kimse garanti veremez. 5 yıl süre içinde incelemeler yapılmalı. Önce aile hekimi bu konuyu incelemeli. Biz bunlara bakmak istemiyoruz” ifadelerini kaydetti.

“İLGİLİLER, YETKİLİLER KILINI BİLE KIPIRDATMIYOR”

Bireysel silahlanmanın her geçen arttığını kaydeden Altun, “Bu konuda ilgililer, yetkililer kılını bile kıpırdatmıyor” yorumunu getirdi ve şöyle devam etti:

“Bireysel silahlanmayı önleyici düzenleme yapılması konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne duyarlı bazı milletvekilleri tarafından defalarca araştırma önergeleri, teklifler verilmesine rağmen maalesef ki ilgili ve yetkililerce bu teklif ve önergeler kabul edilmiyor, bu da bireysel silahlanmaya resmen göz yummak oluyor. Göz yumulan bireysel silahlanma sonucu her çapta silaha kolaylıkla ulaşan şiddet yanlıları, hem insanları, hem de sokaklarda kedileri, köpekleri, yani her türlü canlıyı hedef göstererek yaralıyor, öldürüyorlar. Çeşitli suçlardan insanlar tutuklanırken silahlarla pozlar verip sosyal medyada yayınlayanlar hakkında hiçbir işlem yapılmadığı gibi insanları vuran, hayvanları katledenler, sokaklarda çatışanlar, buna uyuşturucu satıcıları da dahil, kadınları katledenler, çocukları, kadınları taciz ve tecavüz edenler de dahil karakollara, adliyelere, cezaevlerine ön kapıdan girip, arka kapıdan çıkıyorlar adeta ve bakıyorsunuz ki yeni bir olayla, cinayetle medyada boy gösteriyorlar.”

3 BİN 984 SİLAHLI ŞİDDET OLAYI MEDYADA

Umut Vakfı’nın yerel ve ulusal medyayı günü gününe izleyerek hazırladığı raporu da paylaşan İsa Altun, “2022 yılında; medyaya 3 bin 984 silahlı şiddet olayı yansıdı. Ülke genelinde yaşanan bu silahlı şiddet olaylarında 2 bin 278 kişi öldürüldü, 4 bin 231 kişi de yaralandı. Silahlı şiddet olaylarının 616’sında (yüzde 15.46) kesici aletler kullanılırken 3 bin 368 (yüzde 84,54) cinayet ateşli silahlarla işlendi. Ateşli silahların türevine baktığınızda; 143’ü beylik silahı olmak üzere (asker ve polislerin kullandığı resmi silahlar) 2 bin 528 olayda tabancalar, 840 olayda ise kaleşnikoflar dahil çeşitli tüfekler kullanıldı” ifadelerine yer verdi.

“NE SİNİRLİYKEN NE MUTLUYKEN SİLAHA SARILMAYIN”

Umut Vakfı’nın belirli amaçlar ve ilkeleri doğrultusunda hareket ettiğinin altını çizen uzman Altun, vakfın bu konuda yaptığı açıklamayı da paylaştı:

“Her zaman dile getirdiğimiz gibi amacımız; bireysel silahlanmaya ve silahlı şiddetteki artışa dikkat çekmek. İlgililerin, yetkililerin önlem almalarını, artan şiddet masaya yatırıp, yasal düzenlemeler yapmalarını sağlamak. Ülkemizde insanlarımızın huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşayabilmeleri, bir maganda kurşunu sonucu yaralanıp, ölmemeleri, nereden geldiği bir kör kurşunla sevdiklerini kaybetmemeleri, bir sinir anında ya da bir mutlu olay sırasında silaha sarılıp masum insanları öldürmemeleri, katil olmamaları için bu ülkede ciddi tedbirlere, çalışmalara ihtiyaç var. Lütfen ülkeyi yönetenler üç maymunu oynamayın. Her gün pek çok can yanıyor bireysel silahlarla pek çok can
yanıyor.”

SİLAHIN RUHSATLI OLMASI SUÇA ENGEL TEŞKİL ETMİYOR

Açıklamalarının devamında Türkiye’nin bireysel silahlanma karnesini de çıkartan Uzman Altun, şöyle konuştu;

“Bireysel silahlarla işlenen suçların yüzde 65’i ateşli silahlarla işleniyor. Ateşli silahlarla işlenen suçların yüzde 84’ünde ruhsatsız silah kullanılıyor. Türkiye’de 2,5 milyon ruhsatlı silah var. Her yıl ortalama 4 bin 500 kişi bireysel silahlarla hayatını kaybediyor. Bu küçük çaplı bir savaş demek. Ruhsatlı-ruhsatsız silahlarla işlenen suçlardan yola çıkarsak, Türkiye’de 17 milyon ruhsatsız silah var demektir. 80 milyonluk nüfusta 20 milyon silah; her 4 kişiden 1’inde silah var demek. ABD’de 300 milyonluk nüfus başına 1 silah düşerken bireysel silahlarla hayatını kaybedenlerin sayısı 30 bin. Türkiye’deki 1 silah ABD’dekinden 3 kat daha ölümcül! Amerika’daki verilere göre ruhsatlı bir silahın suça karışması ortalama 5,7 yıl almakta. Yani ruhsatlı olması, suç işlemeyeceği anlamına gelmiyor!”

TANIDIĞIMIZ İSİMLERİ SİLAHLA YOK EDİYORUZ!

Türkiye’de 2001-2011 yılları arasında ulusal medyada gazete haberlerine yansıyan silahlı şiddet olaylarının araştırma sonuçlarını da yorumlayan Altun, “Türkiye’de 2011 ilk altı ayında, 2001 yılı aynı dönem verilerine göre silahlı şiddet olaylarının yüzde 83 arttığı tespit edilmiştir. Silahlı olayların nedenine bakıldığında yüzde 23,5 oranında aile içi şiddet, yüzde 33,8 oranında arkadaş, tanıdık, hasım akraba ve gönül ilişkileri oluşturmaktadır. Silahlı şiddet olaylarının yüzde 57,3’ü tanıdıklar arasında gerçekleşmektedir. Olayların niteliğine bakıldığında ise aniden başlayan tartışma yüzde 42,68’dir. Silahlı olayların yüzde 4,3’ü intihar, yüzde 2, 40’ı ise silahlı gasp olarak gerçekleşmiştir. Kasten ya da planlı olaylar ise yüzde 16,9’dur” ifadelerine değindi.

“AYNI MEKANDA BULUNAN KİŞİLER MAĞDUR OLUYOR”

Çoğu durumda kişisel olarak görünen meselelerin, sadece iki kişi arasında halledilmediği, şiddet olayının ortaya çıktığı mekânda bulunan kişileri de etkilediği ve birçok olayda birden fazla mağdur olduğunun dikkati çektiğini ifade eden Altun, “Her 100 kişiden 13’ü kaza kurşunu ile hayatını kaybetmiştir. Silahlı şiddet olayları yüzde 64,5 oranında ölümle, yüzde 29,2 oranında yaralanma ile sonuçlanmakta. Olaylarda yüzde 67 oranında ateşli silah kullanılmakta, yüzde 28 ile bıçak ikinci sırada gelmektedir. Silahlı şiddet olaylarının yüzde 44,2’si cadde-sokak gibi topluma açık alanlarda, yüzde 30,4 oranıyla failin ya da mağdurun evinde gerçekleşmiştir. Silah, anlaşmazlıklarında bir çözüm aracı olarak kullanılmakta, çözüm de öldürmek olmaktadır. Türk halkı silahı ‘öldürmek’ için edinmekte ve kullanmaktadır” dedi.

“YEREL MEDYANIN TAKİP EDİLMESİ ETKİSİ YARATIYOR”

Türkiye’de 2011-2012 yılları arasında yerel ve yaygın medyada gazete haberlerine yansıyan silahlı şiddet olayları araştırmaları sonucunda, Türkiye’de son bir yılda elde edilen vaka sayısının geçen seneki oranın 2 katı olduğunu belirten  Altun, vaka sayısının artışında yerel medyanın da takip ediliyor olmasının etki bazında büyük olduğunu söyledi.

Uzman Altun, aile içi şiddette ve havaya ateş açma olaylarında kullanılan ateşli silahlar arasında, 18 yaşını dolduran herkesin elde edebileceği tüfeğin sıklıkla tercih edildiğini sözlerine ekledi.

(Akdeniz’de Yeni Yüzyıl, 02.09.2023)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN