Post image
Resmi izinle cinayet!

 

Adalete inanan kaç kişi kaldı memlekette?

En ufak eleştiride içeri tıkılanlar…

Ve hakkındaki iddialar ortalığa saçılanlar…

İşte bu noktada adalet merci; kör-sağır-dilsiz…

Hemen her gün yaşadığımız olaylarla buna hepimiz üzülerek şahit oluyoruz…

Üzülerek görüyoruz ki; cinayet işleyen, hakkında pek çok suçlama olan ve içeride olması gerekenler de ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaşıyor, hatta cezaevindeyse de “izinli çıkıp” yeni suçlar işliyorlar…

İşte daha yeni yaşadık; Samsun Bafra’da 36 yaşındaki Faruk Yavuz geçtiğimiz Pazar günü çocuklarının gözleri önünde annelerini, yani eşi Kamile Yavuz’u (33) tam tamına “25 bıçak darbesiyle” katletti…

Evet, tam 25 bıçak darbesiyle…

Bunu özellikle vurguluyoruz…

Ki, bu suçtan yargılanıp, yargı da; bu şahsa “25 bıçak darbesine” rağmen “iyi hal”den az ceza verirse şaşmayın, diye…

Çünkü “kadın katliamı” yapan koca, 18 yıl önce yani 2003 yılında da İzmir’de bir kişiyi öldürüp, yakmış ve sadece 11 yıl ceza almış…

Sonra mı?

6 yıl yattıktan sonra “aftan” yararlanarak çıkmış…

Sonra, yine bir suçtan dolayı bu infazını yakmış…  Bunun üzerine kalan 5 yıllık cezayı çekmek üzere Bafra Cezaevi’ne, oradan da açık cezaevine geçiş yapmış…

Fikir suçlusu değil… Gazeteci filan da hiç değil… Sadece “adam öldürmüş…

Bu gelişmeler ışığında hadi çıkın sokağa sorun yurttaşlara bakalım: Yargıya, adalete ne kadar güveniyorlar…

Gelelim yukarıdaki zata… Birileri af düzenlemesi yapmış, o da dışarı çıkmış… Yine girmiş… Üstüne üstlük açık cezaevine de geçmiş… Ve sanki git de karını öldür dercesine de, “İZNE ÇIKMIŞ…”

Yani bu kadın katliamı “göz göre göre gelmiş

Resmi izinli, suç deneyimli cani baba tartıştığı “karısını çocuklarının gözleri önünde katletmiş…”

Gördünüz mü dün gazetelerde fotoğrafını küçük kızın?

Babasının katlettiği annesinin mezarının başındaydı…

Annesine veda ediyordu…

 

 

Aileden sorumlu sayın Bakan…

Kadına şiddet hala; “tolere edilebilir” mi, diye düşünüyor musunuz?

Ya da; “Bu cani nasıl açık cezaevine geçmiş, kim, nasıl buna izin vermiş” diye düşündünüz mü? Adalet Bakanı arkadaşınızı arayıp, hiç bu konuyu sorguladınız mı? Ya İçişleri Bakanı ile görüşüp irdelediniz mi? O kadar çok, izne çıkıp, eşini ya da başkasını öldüren fail var ki… Bu tür olayların önüne geçmek için ne yapmalıyız, diye bakan arkadaşlarınızla fikir alışverişinde bulunmak aklınıza geldi mi?

Bakın siz o koltuğa oturduğunuzdan bu yana her gün kadın cinayeti işleniyor… Yani bu tür korkunç haberlerin ardı arkası kesilmiyor… Hatta kayıp olduğu öne sürülen kaç kadının da katledildiği ortaya çıktı.

İşte Sivas’ta 40 gündür kayıp olan Fatma Öz’ü erkek arkadaşının tabancayla katlettikten sonra ormanlık alana gömdüğü ortaya çıktı. Iğdır’da 5 yıl önce şüpheli şekilde ortadan kaybolan Nesrişah Yorgun’u da eski eşinin bıçaklayarak öldürüp, satın aldığı çelik sandığı gizlediğini ve sandığı bodrum kata gömdüğünü yıllar sonra yeniden soruşturma dosyasını açan polisler ortaya çıkardı…

Yani vahşette sınır yok sayın Bakan… O nedenle bir bakan, hele de kadın bir bakan asla “tolere edilebilir” diye açıklama yapmaz, yapamaz…

Sizden önceki bakan da, “şaibeli ölümlerin” kadın cinayeti kabul edilemeyeceğini söylüyordu…

Yani en temkinli konuşulması gereken, çareler, çözümler araması, bunun için ciddi çalışmalar yapması gereken bir makamdasınız… Ve o makamları işgal eden sizlerin, yaptığınız toplumsal çalışmalarla makamlarınızın hakkını vermesini yurttaşların beklemesinden daha doğal ne var ki…

Ve bir kadın olarak da; kadına yönelik şiddetin “tolere” edilemeyeceğini en başta siz haykırmalısınız…

Ayrıca bırakın kadına yöneliği, kime, nereye, nasıl olursa olsun şiddetin hiçbir türü tolere edilemez…

Birkaç gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Kadına Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’nda yaptığı konuşmada; “Ne zaman 10 erkek eline alır bir pankart, gider de ‘Biz Emine Bulut cinayetini şiddetle reddediyoruz’ derse mesele tersine döner” demişti…

Kesinlikle doğru…

Ama biz de Umut Vakfı olarak erkeklerin eğitilmesinin yanı sıra diyoruz ki: “Ne zaman iki bakan kararlılıkla ‘kadın cinayetlerini şiddetle reddediyoruz’ derse ve yargı layıkıyla işini yapıp, suçluyu ön kapıdan alıp, arka kapıdan salmazsa ve de siyasiler örtülü aflar çıkarıp, bu suçluları suçlarına yeni suçlar eklemek üzere salmazsa, işte o zaman şiddet sarmalı tersine döner…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN