Post image
Sansürcünün hikayesi…


Sungu ÇAPAN

Serhat Karaaslan’ın ilk uzun metrajı ‘Görülmüştür’ bence haftanın filmi…

Cezaevi infaz koruma memuru (yani gardiyan) Zakir Uysal (Berkay Ateş), bir an önce oğlunun mürüvvetini görmek isteyen, meraklı annesiyle (Füsun Demirel) demir parmaklı mütevazi bir evde oturan, sürdüğü tekdüze, rutin hayattan santim şaşmayan, yani atandığı “mahkum mektuplarını dikkatlice okuyup sansürlemek” görevinde, sulu-sivri şakalarıyla Erdem Şenocak’ın başını çektiği öteki sansürcü gardiyan arkadaşlarının ve eyyamcı ekip amiri Adnan’ın (Müfit Kayacan) hinoğluhince dokundurma ve takılmalarına muhatap olsa da sesini çıkarmayan, amatörce yazarlıkla da ilgilenen, edebiyat meraklısı, suskun, içe dönük, efendiden halim selim, çolak bir gençtir.

Sıkıcı bir memuriyet…

Her gün mesai saatlerinde mahkumlara gelen (ve onların yazdığı) mektupları satır satır okuyup kimi sakıncalı sözcükleri ve düzeni eleştiren bölümleri tükenmezle neredeyse kağıdı delercesine kazıyıp karalayarak sansür etmek ve görülmüştür damgasını basmaktır görevi.

Aslında bu iş, zaten okuduğunu iyi anlama yeteneğine sahip, edebiyatla ve sözcüklerle haşır neşir ama asosyal Zakir için gayet uygundur.

Sıkıcı bir memuriyet hayatını gerektiren işinin monotonluğundan kaçıp akşamları gizlice devam ettiği yazarlık kursu da azıcık sosyalleşmesini sağlayan vazgeçilmez hobisidir. Zakir’in yazdığı bir hikayeyi pek beğenen, hafiften de ona kesik, kurstan arkadaşı, bir hastanede hemşirelik yapan, yazar Hasan Ali Toptaş hayranı Emel’le (İpek Türktan) sık sık vakit geçirip edebi muhabbeti koyultan Zakir’in aslında büyük aklı-fikri, yazdıklarını sansür ettiği mahkum Recep’in mektubunda görüp çarpıldığı ve gizlice cebine attığı bir fotoğrafta yer alan, Selma (Saadet Işıl Aksoy) adındaki güzel bir kadındadır sürekli.

Fotoğrafta kocası Recep ve kayınpederiyle birlikte görünen, zaten cezaevinin görüş günlerinden tedirgin ve ürkek halleriyle dikkatini çekmiş olan, üzgün süzgün Selma’ya karşı hissettikleri giderek kara sevdamsı bir büyük takıntıya dönüşür Zakir’de. Yazarlık damarı kabarıp bir şekilde kayınpederince hamile bırakıldığını varsaydığı Selma’ya dair kendince bir “mağduriyet hikayesi” yazarak mutlaka Selma’ya yardım etmenin yollarını arayan Zakir giderek gerçekle kurmacanın arasındaki sınırların muğlaklaştığı bir anlatıyı oluşturuyor kafasında adım adım.

Sorgulayıcı…

Seyirciye de bütün bu filmde anlatılanlar gerçek mi, yoksa gizli yazar, açık hayalperest Zakir’in takıntılı kafasında kurdukları mı, sorusuyla baş etmek kalıyor ucu açık finalde.

Sonuçta Zakir’in kendi hayal dünyasında yarattığı bir fantezi olan Selma karakteri konuşsaydı hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşeceği için onun sesini duyurmamayı bile isteye yeğlemiş, kısa filmde yetişen, genç yazar-yönetmen Serhat Karaaslan.

Selma’nın sesini sadece finale doğru cezaevinin telefonların dinlenip kaydedildiği santral odasında kulaklıktan duyduğumuz film, hukuk kurumunun neredeyse askıya alındığı günümüz Türkiye’sinin temel meselelerinden sansür sorunsalına doğrudan göndermelerde bulunan, sorgulayıcı bir film.

Olgun bir ilk film

Hikayesini siyasal tutuklu mahkumlara değil de gardiyanların bakış açısına göre anlatan, kamerasının sansürlenenlere değil de sansür edenlere çeviren, başkahramanı bir sansürcü olup baştan sona cezaevinde, klostrofobik kapalı mekanlarda geçen, içerdiği daha doğrusu ima ettiği o hep üstü kapatılan aile içi cinsel tecavüz olgusuyla da iz bırakan bir senaryodan çekilmiş “Görülmüştür”, bundan sonra da yapacağı filmleri merakla bekleyeceğim, gelecek vaat eden, Serhat Karaaslan adındaki yeni bir yönetmeni müjdeleyen, ilginç nitelemesinin de ötesine geçen, başarılı bir politik film denemesi.

Bağımsız filmler festivalinde seyrettiğim, bir ilk filmden pek umulmayacak olgunluktaki bu “Görülmüştür”den aklımda incelikli senaryosunun yanı sıra kimi televizyon dizilerinden anımsadığım Berkay Ateş’in Zakir rolündeki ölçülü-biçili, lokomotif oyunculuğu, kameraman Meryem Yavuz’un sıra dışı kadrajları ve Ali Aga imzalı, akıcı montajı kaldı. Sonuç olarak kısaca diyeceğim dolaştığı uluslararası festivallerden ses getiren, en son Karlovy Vary’de, Avrupa ve Akdenizli Film Eleştirmenleri Birliği-Fedeora tarafından en iyi film seçilen bu “Görülmüştür”ü görünüz!

(Cumhuriyet, 20.09.2019)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN