Post image
Şiddete karşı toplumsal mücadele şart…

ab11f1f47892f9c3542a0381eab7bf7d

Tüm çağrılarımıza rağmen önlenmeyen, önlenemeyen bireysel silahlanma ve artan şiddet sarmalı art arda üzücü olayların yaşanmasına neden oluyor. İşte geçen hafta sonu Antalya’da işten çıkarıldığı gerekçesiyle adam internetten 475 TL’ye aldığı ve kargoyla kendisine ulaştırılan silahı kaptığı gibi eski işyerine gidip üç kişiyi öldürdü ve intihar etti. Eğer diğer çalışanları bulsa onları da öldürecekti…

Silah ruhsatlı da olsa, ruhsatsız da olsa ÖLDÜRÜR… Diyoruz ve TBMM’nde komisyon kurulup, bu konuda ciddi çalışmalar yapması için çağrıda bulunuyoruz… Ama maalesef bir arpa boyu yol kat edildiğini göremiyoruz…

Sonuç; şiddet sarmalı içerisindeki ülkemizde her gün insanlar ölüyor ve öldürüyor…

Bakın Eskişehir’de de eski bir muhtar trafikte tartıştığı, kişiyi “ruhsatlı silahıyla” öldürdü… Kendini haklı görebilir bu konuda, karşı taraf bir “trafik magandası” da olabilir, ancak ortada bir gerçek var ki şu an cezaevinde…

İşin üzücü yanı artık gençlerimizin, hatta çocuklarımızın büyük çoğunluğunun iyi yetiştirilemediği, eğitimsiz, bilinçsiz anne-babaların elinde şiddet sarmalı içinde büyüdükleri, uyuşturucuya alıştıkları ve hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verdikleri…

1327225182

Ki, tırmanan gençler arasındaki şiddetin son kurbanı sizlerin de bildiğiniz gibi Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen hocaydı… Daha 47 yaşında, gencecik bir insan, uyuşturucu kullanan ve okuldan uzaklaştırılan iki öğrenci tarafından tüfekle vuruldu ve birinin babası da azmettirdiği için tutuklandı… Ki, okulda kavga ettikleri bir öğrenciyi daha aradıkları ve onu da vurmayı tasarladıkları da öne sürüldü…

16 yaşındaki iki liselinin okula tüfekle gelip, müdürü öldürmesi ülkemizde “şiddetin”, özellikle de “silahlı şiddetin” geldiği noktanın en açık göstergesi…

Kaç öğretmen böyle bir durumda, öğrencilere ders verirken “kendisini güvende” hissedebilir ki?

Bu önemli olay; “şiddete karşı toplumsal mücadelenin şart” olduğunun göstergesidir kesinlikle…

Umarız ki; bizler, yurttaşlar kadar bizi yönetenler de, bu elim olay karşısında “kaygı” duymuşlardır…

Zira; geçenlerde bir televizyon programına katılan TÜSİAD Başkanı, 2017yılını geride bırakırken Türkiye’de hala nüfusun yüzde 28’inin hiç okuma bilmediğine dikkat çekti… Düşünsenize ülkemizin dört bir yanını pıtrak gibi biten, diğer bir tabiriyle de gecekondu üniversiteler sararken aşağı yukarı nüfusumuzun üçte biri eğitimsiz, okuryazar değil… Hem de bu kesim genç nüfusta…

Üzücü değil mi?

Böyle bir ortamda aile içi şiddette, okullardaki şiddette, akran zorbalıkları da artıyor doğal olarak…

Evde, sosyal medyada, internette, televizyonda, bilgisayar oyunlarında şiddeti kaçınılmaz bir ifade dili olarak benimseyen nesiller yetişiyor… Ve sadece benimsemekle kalmayıp, uyguluyor…

Şiddet önlemek, mücadele etmek bir devlet politikası haline getirilmez, gerekli çalışmalar yapılmaz ise daha çok çocuk suç işlemeye devam edecektir, çocuk suçluların oranı inanılmaz şekilde artacaktır…

Bu konuda gerekli çalışmaların yapılacağı umut ve beklentisiyle “Şiddete hayır, hayır, hayır” diyoruz.

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN