Post image
Şiddeti konuşmak (26.02.2013)

Bu haftaki web sitemizin güncellemelerini oluştururken seçtiğimiz yazıların şiddet üzerine odaklandığınız fark ettik. Çocuklar üzerine yapılan bir araştırma, televizyon izleme ile saldırgan davranışlar arasında bir bağlantı olduğunu ortaya çıkarmış, sayılarla köşemize bunu koyduk. Okuyun köşemizde ise önerdiğimiz makale Noam Chomsky’nin Türkiye’de yapmış olduğu bir konuşmayı özetliyor. Chomsky’de şiddetin giderek artmasını insanlığın çıldırmasına bağlıyor. Ve son olarak da kitap önerisinde Prof.Dr. Özcan Köknel’in “Şiddet Dili”  eserini koyduk.

Umut Vakfı olarak 16 Şubat Cumartesi günü iki etkinliğe birden katılmak durumunda kaldık. Biri TED İstanbul Kolejindeki IV. Ulusal Forum açılışı diğeri de Nefret Suçları konferansıydı. Kurucu Başkanımız Nazire Dedeman Çağatay’ın konuşmasında da gençlere saygı çerçevesinde iletişim kurmaları ve sözel şiddete dikkat etmeleri sağlık verildi. Nefret Suçları konferansında ise yasalarımızca henüz tanımlanmamış olan “nefret suçu”nun neden yasaya gereksinim duyduğu ve nasıl bir yasa olması gerektiği konuşuldu.

Konferans sırasında dağıtılan kitapçıklarda yasa neden önemlidir kısmı çok ilgimizi çekti:
Yasa bir çok açıdan önemlidir. Devletin irade beyanıdır. Devlet böyle bir yasa çıkararak, her şeyden önce mağdur gruplara onların yanında olduğunu gösterir. Nefret suçuna maruz kalanların suçtan sonra yaşadıkları ikinci bir travma, adaletin kendisi için işlemediğini görmekle ortaya çıkar. Yasa bunu giderebilir.”

Evet yasa ikinci kez mağdur olmayı engelleyebilir ama kesinlikle engeller diyemiyoruz. Aklımıza Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü geliyor: “Her şey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine her şey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir. Uygulayan, yerine getiren, daima karar verenden daha kuvvetlidir. ( 1920 ).”  Ankara’da Atılım Üniversitesinin girişinde de Ulu Önder Atatürk’ün bu sözleri yer alıyor.

Geçtiğimiz haftaki yorumumuzda yasalardan çok hakimlere iş düştüğünü söylemiştik. Aslında Prof.Dr. Füsun Sokullu Akıncı bir konuşması sırasında “hukuk karakolda başlar” demişti. Gerçekten de aslında hukuk, adalet yürütmeyi yapan kişilerde başlıyor. Yargı yürütmeden sonra adaleti yerine getirmeyi devralıyor. O yüzden yürütmede hukukun tam işlemesi çok önemli.  Bu dönemde toplanan deliller, alınan ifadeler yargının işleyişini de geri dönülemez biçimde etkileyebiliyor.  Siz mağduriyetinizi dile getirmek ve şikayetçi olmak üzere önce karakola gidiyorsunuz. Dolayısıyla hangi yasayı çıkarırsanız çıkarın önce karakolda, jandarmada bunu nasıl uygulayacaklarını anlatmanız gerekiyor. Buradaki görevliler konuya hakim değillerse ya da bu konuda bir yasa olması gerektiğine ikna olmamışlarsa, işte hemen adaletin terazisi şaşmaya başlıyor.

İyi Haftalar,

Umut Vakfı,

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN