Post image
Suçlu kim?

 

Japonya’da 2020 yılında yalnızlaşan ve ekonomik sıkıntıyla başa çakamayan 20 bin kişi intihar etmiş…

Dünyanın öte ucundaki Japonya’daki intihar rakamlarına daha kolay ulaşıyoruz…

Ülkemizdeki rakamlara ulaşmak veriler açıklanmadığı için zor maalesef… Ama son günlerde öylesine ayyuka çıktı ki; başınızı kuma gömseniz de çaresi yok…

Peş peşe intiharlar yaşanıyor… Yani intihar eden edene…

Siz görmeseniz de, dünya alem görüyor…

Düşünsenize; çocuk 28 yaşında ve de belediye meclis üyesi…

Ama işsiz… Evine götüreceği değil belki de kendisi yiyeceği bir kuruşu yok cebinde…

İşsizlik ve yoksulluk, gelecek kaygısı öylesine tak ediyor ki canına; köprüden atlayarak yaşamına son veriyor…

Suçlusu kim?

Elbette öncelikle en yakınında, ona destek olması gerekenler…

Ama sadece Tugay mı? Hayattan bıkan… Bu ülkede hemen her gün bir-üç-beş insan, belki de daha fazlası intihar ediyor… Tugay, 26 yaşındaki Ahmet, 25 yaşındaki Ünal, 28 yaşındaki Kadir,32 yaşındaki Samet, 28 yaşındaki Abdullah Kiriş, Hatay’da Tren Garı’nda araç içinde piknik tüpüyle intihar eden öğretmen, İstanbul Zeytinburnu’nda 1.5 yaşındaki çocuklarını emanet bırakıp (belli ki ona kıyamamışlar) evlerinde ölüme koşan daha 25 yaşlarındaki Elvan ve Enver Demir, Samsun Bafra’da aynı gün iki intihar ve daha niceleri…

Hepsi genç, gencecik insanlar…

Ve gerçek olan;  hepsi maddi imkansızlıklar yüzünden, umutsuzluktan intihar ettiler…

Milyonlarca genç içine düştüğü gelecek kaygısı, acımasız bir deyimle geleceksizlik, işsizlik ve yoksulluktan kurtulabilmenin tek yolunun hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor…

O nedenle suçu onun bunun üstüne atmanın anlamı yok… Yani herkes suçlu… Özellikle de bu ülkeyi yönetenler…

Araştırmalar da ortaya koyuyor ki; tükenmişlik sendromu hakim hale gelen gençlerin bir kısmı; “Bu ülkede yaşanmaz” deyip başka ülkelere gitme, eğitimlerinin yurtdışında sürdürme düşüncesini dile getirilirken, bir kısmı ise çaresizlikten kurtuluşu intiharda buluyor…

Gelecek kaygısı, işsizlik ve liyakatin yerine adam kayırmacı sistem gençleri umutsuz ediyor… Yani gençlerin kimi açlığa, kimi işsizliğe mahkum…

İşte son 7 günde 7 intihar vakası yaşandı Kocaeli’de… Yılbaşından bu yana intihar edenlerin sayısı ise 13…

Sanmayın sırf Kocaeli… Samsun’da bir günde 2, Sakarya keza öyle, Bingöl, Aydın… Emin olun Türkiye’nin dört bir yanında peş peşe intiharlar yaşanıyor…

Sonuç alarak nedeni ne olursa olsun bu ülkede üst üste yaşanan bir İNTİHAR gerçeği var…

Hem de artarak…

Ekonomik kriz, geçim sıkıntısı, üstüne üstlük işsizlik… En büyük moral bozukluğu, pisikolojik bozukluk değil mi…

Aydın’da; Türkiye genelinde artan intihar vakalarının araştırılması için Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Kayhan Delibaş’ın başkanlığında Çalışma Grubu kurulmuş. Aydın’da yaşayan üç aileden birinin zor ya da çok zor geçindiğini belirtiyor Delibaş ve “Son yıllarda intihar olayları hem dünyada hem de Türkiye’de artış eğiliminde. Ancak bu Aydın, Efeler söz konusu olduğunda iki kat daha fazla” diyor. İntihara sebep olabilecek sosyolojik koşulları Efeler’in 9 mahallesinde 525 kişiyle yaptıkları anketle irdelemişler. Sonuç mu?

Yurttaşların yüzde 52.4’ünün geliri açlık sınırının altında, toplamda ise araştırmaya katılanların yüzde 95’inin geliri yoksulluk sınırının altında. Yüzde 32’sinin ise sosyal güvencesi yok. Yurttaşların yüzde 10.9’u borç ve ipotek nedeniyle haciz geldiğini açıklamış.

Geçim durumu sorulduğunda; zor geçiniyoruz diyenler yüzde 17, çok zor geçiniyoruz diyenler yüzde 17.3, idare ediyoruz diyenler yüzde 39… Yüzde 25’i rahat ya da çok rahat geçiniyormuş…

Delibaş; “Geçim endekslerine bakıldığında Aydın gibi bir il yoksulluk sınırında kalıyor. Bu da; yoksullukla intihar arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor… Tabi farklı sebepler de var. Maddi sıkıntı, yoksulluk, gelecek kaygısı, işsizlik, ekonomik kriz, siyasal sorunlar, şiddet, güvensizlik gibi sorunlar da intihar sepetleri arasında” diyor…

Sonuç olarak; Gencecik insanların bugün aramızda olmayışının sorumluları kim veya kimler?

Acıma duygumuzu mu yitirdik?

Başımızı kuma gömmenin hiç mi hiç anlamı yok… Üç maymunu oynasak ne olur ki; gerçekler ortada… Üstü kapatılabilir mi? Görünen o ki zor… Onun için de; Umut Vakfı olarak; Aydın’da yapılan bu çalışma yayılmalı, diyoruz… Hatta; en tepeden masaya yatırılıp, ülke genelinde, il il yapılmalı; gerçekler irdelenmeli, çareler üretilmeli, hatalar düzeltilmeli ki, artan intiharlara çere bulunsun, önlensin…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN