Post image
Tekin: Diyarbakır öldüğünde İstanbul hasta olacak

Seyfullah tekin1

Tigris Haber Gazetesi olarak, bir psikiyatri kliniğinde Uzman olarak görev yapan, Dr. Seyfullah Tekin ile son zamanda çalışmalı süreçle birlikte artış gösteren psikiyatri vakaları üzerine konuştuk. Psikiyatri uzmanı Dr. Seyfullah Tekin, çatışmalı sürecin bölge ve ülke üzerinde yaratacağı etkiler üzerine çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tüm Türkiye toplumu üzerinde büyük çatışmalı sürecin bir an önce son bulması gerektiğinin altını çizen Tekin, “Diyarbakır öldüğünde, İstanbul hasta olacak, İzmir grip olacak, Ankara zatüre olacak. Şu anda elbette ki bu yaşanan çatışmalı ortamdan en çok, her kesimiyle Diyarbakır ve bölge halkı etkileniyor, ama bu bölgeyle sınırlı kalmayacak, bu yaşananların olumsuz etkileri bütün bir ülkeyi saracaktır” dedi.

“ÇATIŞMALARLA BİRLİKTE TEDAVİ DOZU ARTTI”

 Bölgede yaşanan çatışmalı ortamınbölge insanının psikolojisini bozduğunu belirten Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgede sıklıkla, anksiyeteye ve travmaya bağlı olarak gelişen sorunlar var. Daha önce bu sorunlarla karşılaşıp tedavi olan has talarda, çatışmalı sürecin olumsuz etki leriyle rahatsızlıkları yeniden başladı. Kliniğimize yapılan başvurularda eski hastaların oranı azımsanmayacak düzeyde. Tedavisi süren hastalarda ise tedavi dozunun düşürüldüğü, iyileşme yönünde mesafe kat edenlerde, çatışmalı ortamla birlikte tekrardan dozlarını arttırmak zorunda kaldığımız hastalarımız mevcut. Özellikle çatışma bölgelerinde ve çatışma bölgesine yakın bölgelerde anksiyete, kaygı bozukluklarının artış gösterdiğini, uyku sorunlarının yaşandığını söyleyebiliriz. Yine, çatışmalara maruz kalan yurttaşlarda uyku sorunları ve kaygı bozukluklarının yanında, travma sonrası stres bozuklukları da oluştuğunu gözlemekteyiz.

“BELİRSİZLİK, UMUTSUZLUK PSİKİYATRİK HASTALIKLARA YOL AÇIYOR”

Belirsizlik ve umutsuzluğun hastalığa neden olduğunu kaydeden Tekin, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İnsanlarda genel olarak bir umutsuzluk hali var. İnsanların geleceğe dair bir ışık görememeleri, yaşanan çatışmalı sürecin yarattığı olumsuzlukların yanı sıra çatışmalı ortamın ne zaman, nasıl son bulacağına ilişkin bir belirsizlik var olan bu umutsuzluğu daha da büyütmektedir. Bugün insanların kafasında, çatışmaların son bulmasına ilişkin oluşan belirsizlik algısı psikiyatrik rahatsızlıkların hem ortaya çıkmasında hem de var olan rahatsızlıkların dozunun artmasında çok belirleyici bir etkendir. Çatışmalı ortamdaki bu belirsizlik yaşamın her alanında ve her türlü yaş ve meslek grubunda olumsuz etkilerini gösteriyor. Özellikle, çatışmaların yaşandığı ve sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı yerlerdeki esnaflar bu durumdan çok olumsuz bir şekilde etkilenmektedirler. Psikolojik yardım için kliniğimize başvuran esnaflar çoğunlukla yaşadıkları iflasları, ödemelerini yapamamalarını aktarıyor. Yaşanan bu sorunlar şehrin tamamına yansımakta, toplumu derinden sarsmaktadır. Bu yaşanan sorunlar sadece bölgeyle sınırlı da kalmamakta tüm ülkeyi etkilemektedir. Bölgede sorun yaşayan, ödemelerini yapamayan, iflasın eşiğinde olan esnaflar, ilişkide bulundukları batı illerindeki esnafların ekonomik sistemini etkileyecektir. Diyarbakır’da iflas eden bir esnaf, bağlantıda olduğu İstanbul’daki bir esnafın durumunu etkileyecektir. Şöyle bir tabir yanlış olmaz sanırsam, Diyarbakır öldü, ama İstanbul da hasta olacak. Diyarbakır öldüğünde, İstanbul hasta olacak, İzmir grip olacak, Ankara zatüre olacak. Şu anda elbette ki bu yaşanan çatışmalı ortamdan en çok, her kesimiyle Diyarbakır ve bölge halkı etkileniyor. Ama bu bölgeyle sınırlı kalmayacak, bu yaşananların olumsuz etkileri  bütün bir ülkeyi saracaktır…”

sey

“TOPLUMDAKİ PSİKİYATRİK SORUNLAR ASIL HAYAT NORMALLEŞTİĞİNDE ORTAYA ÇIKACAK”

Sorunların normalleşme süreci ile birlikte ortaya çıkacağını belirten Tekin, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

“Bugün kısa vadede akut olarak yaşanan, anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve depresyonlar, uzun vadede psikiyatrik rahatsızlıkların oluşmasına bir zemin hazırlayacaktır. Çatışmalı süreçte yaşananların oluşturduğu travmaların esas ve korkutucu sonuçları bugün için etkilerini tekil düzeyde gösterse de asıl etkilerini yarın gösterecektir. Bugün çatışmalı sürecin sıcaklığı içinde ve sokağa çıkma yasaklarının da etkisiyle psikiyatrik sorunlar yaşayan olan yurttaşların kliniklere başvuruları çok sınırlı düzeydedir, ama bu haliyle bile başvurularda ciddi bir artış vardır. Bu yaşanan sorunun şimdi akut dediğimiz, gözlemlediğimiz, uyku sorunları, kaygı bozuklukları gibi etkileri var; ama uzun vadede de post travmatik stres bozuklukları dediğimiz etkileri ortaya çıkacaktır. Tüm bu yaşananlar toplumdaki bireylerde bugün olmasa bile yarın kaygı bozuklukları ortaya çıkaracaktır. Çünkü yaşanan travmalar etkilerini her bireyde hemen hissettirmeyebilir. Bugün için sağlıklı gibi gözüken bireylerde ilerideki bir süreçte anksiyete belirtileri ortaya çıkması muhtemeldir.” 

“SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI VE ÇATIŞMALI ORTAM HASTALARIN TEDAVİLERİNİ ENGELLİYOR”

Yaşadığı bir olayı anlatan Tekin, sözlerine şöyle devam etti:

“Diclekent’te marketteyim, o sırada bir hastam yanıma yaklaştı ve kliniğimiz Sur’a yakın bir bölgede olduğu için gelmekte kaygı duyduğunu, tedavisini devam ettiremediğini paylaştı. Şimdi böyle de bir durum var, insanlar çatışma bölgelerine yakın yerlerdeki sağlık kuru luşlarına dahi gitmekte tedirginlik yaşayabiliyorlar. Tedavisini devam ettirmede sıkıntı yaşayan yurttaşların tedavileri aksıyor ve hele ki psikiyatrik tedavilerde bu aksama tedavinin sil baştan yapılmasına neden oluyor. Çünkü bizim tedaviler öyle günlük, haftalık tedaviler değil ki, bir tedavi süreci en az 6 ay sürüyor ve tedavi yarıda kesilip sekteye uğradığında sıfırdan başlamak gerekiyor. Tedavinin yarıda kesilerek sil baştan yeniden başlaması bir sonraki tedavi süreci için de ek sorunlar yaratıyor. Her şeye rağmen tedavi için gelen hastalar ise çatışmalar sürdüğü için yeniden psikolojik sorunlar yaratan, kaynağı olan o çatışmalı ortamın içine gidiyor ve bu durum da hastalığın tedavisini çok zora sokan bir durum oluşturuyor. Bu sadece Diyarbakır merkeziyle de sınırlı bir sorun değildir. Çevre il ve ilçelerden hastalarımız telefonla arıyor, sokağa çıkma yasakları nedeniyle gelemediklerini söylüyorlar. Nusaybin’den bir hasta yakını aradı, babasının ilaçlarının bittiğini ve tedavisi sekteye uğradığı için hastanın rahatsızlıklarının şiddetlendiğini söyledi. Silopi’den, Cizre’den, Derik’ten hastalarımız arıyor, ilaçlarının bittiğini, yasaklardan dolayı dışarı çıkamadıklarını söylüyorlar.

ÇATIŞMALAR SAĞLIK KURULUŞLARINI DA ETKİLİYOR

Çatışmalı ortam psikiyatrik rahatsızlıkları arttırıyor, ama bu ortam hastaların tedavi için başvurularında ciddi oranda bir düşüş yaratıyor. Psikiyatrik sorunlar, hastalıklar toplum içinde hızla artıyo,r ama bu artı aynı zamanda kliniklere başvuru olarak yansımıyor. Yani psikolojik rahatsızlıklardaki artış henüz görünür değil, ama yarın hayat normalleştiğinde bu görünürlüğün korkunç sonuçlarıyla karşılaşacak bu toplum. Bugün Diyarbakır’da psikiyatrik tedavi sunan sağlık kuruluşları çoğunlukla çatışma bölgesi yakınlarındadır. Sur ilçesinde süren yasak ve çatışmalar aynı zamanda bu sağlık kuruluşlarını da dolaysız olarak etkilemektedir. Sur’a yakın sağlık kuruluşları, yaşanan çatışmalardan dolayı, roketatar mermilerinin, ağır silahlardan çıkan mermilerin hedefi olmaktadır. Bu durum bile başlı başına vatandaşın sağlık kuruluşlarına yaptığı başvuruları etkilemektedir. İnsanlar bugün, çatışma bölgesi yakınında bulunan sağlık kuruluşlarına gitmekte imtina etmektedirler. İnsanlar artık, sağlık kuruluşlarına giderken bile kendilerini güvende hissetmiyorlar. Yarın hayat normalleştiğinde insanların yaşadığı sağlık sorunları gerçek boyutlarıyla ortaya çıkacaktır”.

“PSİKİYATRİK KLİNİKLERE EN ÇOK BAŞVURU ORTA YAŞ GRUBUNDAN”

Orta yaş grubundan başvuruların daha yoğun olduğunu ifade eden Tekin: şunları söyledi:

“Toplumda yaşanan sorunların ağırlık merkezi orta yaş grubu aile üyelerinin omuzlarında olduğundan bu yaş grubu, yaşanan çatışmalı ortamın yükünü daha fazla taşımak zorunda bırakılmıştır. Orta yaş aile bireyleri tüm ailenin sorumluluğunu taşıdıklarının bilinciyle, yaşanan olumsuzluklardan daha çok etkilenmektedirler. Haliyle, sorumluluk duygusuyla omuzlarındaki yükleri ağırlaşan orta yaş grubunun çatışmalı ortamdan daha çok etkilenmeleri ve psikiyatrik rahatsızlıklara daha çok açık hale gelmeleri olağan bir sonuç olarak yaşanmaktadır. Ayrıca şöyle bir durumun altını çizmek isterim, biz klinik olarak yetişkinlere hizmet verdiğimiz için, çocuk psikiyatrisi alanındaki hastaların durumu bize yansımamaktadır. Haliyle yaşanan bu çatışmalı ortamın çocuklar üzerinde yarattığı psikolojik tahribatın etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. Çocukların bu çatışmalı ortamdan psikolojik etkilenmelerinin, yetişkinlere göre çok daha fazla olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Çocuklar bugün doğru dürüst okula dahi gidememektedirler. Geceleri çatışma seslerinden rahatsız olan çocuklarda uyku bozuklukları yaşanma oranı yetişkinlere göre kat kat fazladır. Dolayısıyla uyku bozuklukları yaşayan çocukların psikolojik olarak bu süreçten rahatsızlık duymamaları beklenemez. Şu an akut olarak yetişkin insanların psikolojik rahatsızlıkları kliniklere yansısa da ileriki dönemlerde yaşlıların ve çocukların bu çatışmalı süreçte yaşadıkları olumsuzlukların etkileri ortaya çıkacaktır. 

“UYKUSUZLUK PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR YARATIYOR”

Seyfullah tekinBölgede yaşanan çatışmaların son zamanlarda daha da yoğunlaşarak devam etmesi, Tank ve top atışlarıyla oluşan şiddetin etkilerinin, çatışma bölgeleri dışındakilerde de büyük kaygılar ve korkular yarattığı ortadadır. Bu şiddet yoğunlaşmasının yarattığı en büyük olumsuz etki uyku problemleridir. İnsan yaşamında hem fiziksel hem ruhsal olarak en önemli etken uykudur. Psikiyatrisiler olarak bize gelen vakalara en sık sorduğumuz soru uyku düzenidir. Sağlıklı bir şekilde uyuyamayan birey hem fiziksel hem ruhsal olarak sağlıklı olamaz. Sağlıklı bir uykudan yoksunluk psikolojik problemleri büyük oranda tetiklemektedir. Çatışma bölgelerinde ve o bölgelere yakın yerlerde insanlar sabaha kadar uyuyamıyorlar. Sağlıklı bir uykuyla dinlenemeyen insanlar, günlük yaşamlarında ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar ve yaşadıkları tüm bu sıkıntılar onların psikolojik durumlarını çok ciddi oranda olumsuz etkilemektedir. Sadece çatışma bölgesi ve çevresi için de değil, bütün kent yaşamını olumsuz etkileyen bir süreçtir, bu çatışmalı ortam. Çatışmalar tüm kentin ekonomik, sosyal yaşamını etkiliyor. Sur’daki çatışma sesleri, Dicle kent’in yaşamını etkiliyor, Sur’daki silah sesleri Dicle kenti uyutmuyor. Ayrıca insanlar, tüm kentte, işten eve evden işe gitmenin dışında mecbur kalmadıkça yerlerinden hareket etmiyorlar.

“ÇATIŞMALISÜRESİN UZAMASI TOPLUMDA DUYGU KIRILMASI, AYRIŞMASI YARATIYOR”

Sadece bölge için değil, tüm Türkiye için, umutsuzluk yaratan bu belirsizliğin bir an önce son bulması için, çatışmaların durması gerekiyor. Bu çatışmalı ortam bir an önce sonlamalı, çünkü bu sürecin uzaması insanlardaki duygunun ayrışmasına kırılmasına neden oluyor. Yaşanan bu çatışmalar şu an sadece bölgeyi etkiliyor gibi gözükebilir, ama bu doğru değil, bu tüm Türkiye’yi ekonomik, sosyal olarak etkiliyor.Hem bir bütün olarak toplumun hem de tek tek bireylerin ruh sağlığı için, çatışmalı sürecin bir an önce durması gerekiyor. Toplum da toplumdaki bireyler de daha büyük tahribatlar, travmalar yaşamadan bu gidişat durdurulmalıdır.”

(Tigris Haber, 04.01.2016)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN