Post image
Yaratıklar Sofrası

Fotoğraf: MUBI

 

Tuğçe MADAYANTİ DİZİCİ

Bu hafta her şeyden önce bu ülkenin sanat kültür âşıkları, sinemaseverler için sınav zamanı. Neden derseniz, bu hafta senenin en iyi yerli yapımı olan film vizyona giriyor. Bu mesleği profesyonel olarak yapmaya başladığım 2010 yılından itibaren baktığımda sevdiğim pek çok Türk filmi oldu, saygı, ilgi ile takip ettiğim pek çok yönetmen de mevcut ancak benim kişisel zevkim ve profesyonel bakış açımla en sevdiğim üç film, Çoğunluk, Okul Tıraşı ve Kurak Günler oldu. İşte bunlardan biri bu hafta sinema salonlarını doldurmanız için sizi bekliyor.

LGBT DÜŞMANI BAKANLIK

Filmden alacağınızdan emin olduğum doyum haricinde bu hafta bu filmi sinema salonunda izlemeniz iki sebepten ötürü önemli. Sinema salonlarının Recep İvedik’ler ile ayakta kaldığını ve Recep İvedik’in son filminin sinema vizyonu yerine Disney Plus dijital platform gösterimini tercih ettiğini ve bunun sonuçlarının salonlar açısından ne ifade edeceğinin muğlak olduğunu hesaba katmalısınız. Tam ben bunları yazarken yönetmen Emin Alper sosyal medya hesabından kamuoyuna bir duyuru yayımladı. İnanın tüylerim diken diken oldu. Eskiden beri kurtlar sofrasında oturduğumuzu bilirdik ama artık yaratıklar sofrasında olduğumuzu bir kez daha hatırlattı Emin Alper’in ve filmi Kurak Günler’in uğradığı hukuksuz adi muamele. “Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, tarafımıza gönderdiği bir yazıyla, ‘Kurak Günler’ adlı projemize verdigi finansal yapım desteğini yasal faiziyle birlikte geri istediğini bildirmiştir” cümlesiyle başlayan duyurudan anlaşılan Kültür Bakanlığı filme verdiği yapım desteğini faiziyle geri istiyor! Bunun sebebi ise hiçbir demokratik ülkede kabul edilemeyecek bir kural. Senaryolar üzerindeki değişiklikleri takip etmek bahanesiyle verilmiş bu karar demokrasinin olmadığı, LGBT düşmanı yönetimle idare edilen Türkiye’de olduğumuzdan şaşırtıcı değil. Belli ki filmdeki savcı ve gazeteci iki erkeğin gizemli ilişkisi birilerini rahatsız etmiş. Artık yaratıklar sofrasındayız, sayınızı, gücünüzü bu yaratıklara göstermek için 9 Aralık’tan itibaren Kurak Günler’in gösterildiği salonları doldurmalısınız.

YARATIKLAR SİZ DE VARSINIZ FİLMDE

Kurak Günler filminden Ankara Film Festivali yazımda kısaca bahsetmiştim, üzerinden geçecek olursam; küçük bir kasaba olan Balkaya’ya yeni atanan genç savcı Emre’nin (Selahattin Paşalı) ilk cinayet soruşturması sırasında kendisini siyasi bir bataklığın içinde bulması ve bu bataklıkta ona eşlik eden yerel gazeteci Murat (Ekin Koç) ile olan seyircinin çözümlemesini bekleyen girift ilişkisini konu alıyor. Filmde kendinizi tüm kodları ile bugünü anımsatan siyasi bir çatışmanın içinde buluyorsunuz. Özgürlük ve bireyselliğin tadını çıkarırken savcı Emre’ye yapılan “Burada yüzmeyin, altındaki zemin bataklık gibidir” uyarısı ile filmin olay örgüleri sürekli gerilimini arttırarak devam ediyor. Bir yandan Emre ve Murat’ın gizemli bırakılan ama dikkatli seyircinin tüm imaları rahatlıkla çıkarabileceği çekici alan ise filmin senaryosunda başlı başına ayrı bütünlüklü bir hikâyeyi de barındırıyor. Kasabanın rahatsızlık verici karakterleriyle yükselen tansiyon da tüm bu dediklerime eşlik ediyor. Türkiye’nin bugününde ülke nüfusunun yarısı bu filmdeki kâbusları ya yaşıyor ya bilinçaltında taşıyor. İyilik, adalet, aşk, düşmanı bu uğursuz yaratıkların, bizler ilkelerimiz ve adil olma yolunda ilerlerken ne kadar güçlendiklerini fark ettiğimizde de bu kâbus adeta bir karabasan gibi üzerimize çöküyor. Emin Alper’in yönetmenliği ve hikâye anlatıcılığındaki başarısı bu film ile zirveye oturuyor bana kalırsa. Daha rahat anlaşılır bir film olduğundan bu film yaratıklar tarafından da izlenmeli.

(Birgün, 11.12.2022)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN