Burak GORAL
Bu sene sinemalarımızda eskiyeni, yerli-yabancı toplamda tam 438 film gösterime çıktı. Son aylarda biraz hareketlenmiş olsa da satılan bilet sayısı geçen yılın biraz altında kaldı. Ama en azından iyi film oranının yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Savaş Üstüne Savaş / One Battle After Another
(Yönetmen: Paul Thomas Anderson)
Çağdaş Amerikan sinemasının gurur duyacağı bir film çekti Anderson. Usta yönetmen ritmi ve seyir zevki yüksek ve sürükleyici filminde günümüzde daha özgür ve adil bir hayat isteyen bireylerin daha cesur olması ve ne kadar zor olsa da sistemle mücadele etmeye devam etmesi gerektiğini vurguladı. Akademi Ödülleri de dahil hareketli bir ödül sezonu geçireceğe benziyor.
Manevi Değer/ Sentimental Value
(Joachim Trier)
Bir evi ev yapan ve bir aileyi aile yapan şey nedir? Dünyanın En Kötü İnsanı’ndan sonra yine tüm dünyayı kendine bağlayan bir filmle karşımıza çıkan Norveçli yönetmen Trier, evini ve ailesini terk edip kariyerini seçmiş, ama yıllar sonra kızlarından bağışlanmayı bekleyen saygın bir film yönetmeninin peşine takıyor bizi. Bu son derece duygusal film, 26 Aralık’ta sinemalarda.
Konsey / Conclave
(Edward Berger)
2022’de çektiği Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok ile dünya çapında takdir gören Alman yönetmen Edward Berger, Konsey’de ilk bakışta izlemesi zor gibi görünen bir meseleyi gayet estetik ve sürükleyici bir şekilde sunmuş; Vatikan’da kardinaller arasındaki yeni papa seçimi sürecini hepimizi ilgilendirecek bir konu haline getirmeyi başarmıştı.
Hâlâ Buradayım / I’m Stili Here
(Walter Salles)
Brezilya’nın askeri diktatörlük dönemi 1985’te sona ermiş, ancak Brezilya ordusu 2014 yılına kadar o dönemde yapılan bütün şiddet vakalarını reddetmişti. 1970’lerin başında bu şiddetten nasibini alan beş çocuklu Pavia ailesinin hikâyesine odaklanan film asla duygu sömürüsü yapmadan içimize ateş düşürmeyi başarmıştı.
Günahkarlar / Sinners
(Ryan Coogler)
1930’ların Mississippi’sinde kasabalarına cepleri parayla dolu olarak gelen ve suç geçmişlerinden sıyrılarak eğlence mekânı açıp daha dürüst bir hayata geçmeyi hedefleyen ikiz kardeşler doğaüstü bir kötülükle karşı karşıya kalırlar. Coogler’ın filmi baştan sona ilgiyle izlenen, heyecanlı ve sürprizlerle dolu, türden türden zıplayan bir rollercoaster adeta. (HBO Max)
Kara Torba Operasyonu/ Black Bag
(Steven Soderbergh)
Soderbergh’in casusluk janrını tersyüz edip esas gerilimi silahlardan ya da kaçma-kovalamacadan ziyade içsel sorgulamalardan çıkardığı filminde sadece bir casus geriliminden ziyade evlilikte tarafların sırlarının olabileceği, ama yine de karşılıklı güvenin tesis edilmesinin mümkün olduğu anlatılıyor. Cate Blanchett ve Mi chaelFassbender ikilisinin yarattığı kimya ise yakıcı!
Chuck’ın Hayatı /Life of Chuck
(Mike Flanagan)
Stephen King’in korku unsurları taşımayan güzel bir hikâyesini uyarlayan Flanagan, son derece sinematografik bir varoluşsal yolculuğa çıkartmıştı izleyenleri. Her insanın ölümü bir evrenin sonu mudur? Her hayat bütün bir evrenin özetini mi taşır içinde? Çok sevilesi bir film karakteri olan Chuck rolündeki Tom Hiddleston’ın dans sahnesi yıllarca akıllardan çıkmayacak.
Üzgünüm, Bebeğim / Sorry, Baby
(EvaVictor)
Son yıllarda ‘rıza kavramı’ üzerine yapılmış en çarpıcı filmlerden biri. Senarist/yönetmen ve başrol oyuncusu Eva Victor’un canlandırdığı Agnes karakterinin yaşadığı büyük istismarın ardından ne kadar zaman geçerse geçsin ruhunda nasıl yaralar açıldığını bunalım sinemasına hapsolmadan anlatan farklı bir yapım.
Silahlar / Weapons
(Zach Cregger)
Adeta Fareli Köyün Kavalcısı masalından yola çıkıp ‘Rashomon’ tarzı bir anlatıyı uygulayan yönetmen Cregger, bu modern cadı hikâyesinde sıradanlıktan çok uzak bir yapı kurmayı başarmış. Dram, korku ve komedi karışımını da kıvamında tutturan bir senaryoya sahip Silahlar, aslında basit hikâyesini sonuna kadar ilginç kılmayı başarıyor böylece.
Kutsal İncirin Tohumu / The Seed ofthe Sacred Fig
(Muhammed Resulof)
Aslında ülkesi İran’da siyasi bir tutuklu olan yönetmen Resulof, pandemi sırasındaki aftan faydalanıp çıkar çıkmaz gizlice bu filmi çekip Cannes Film Festivali’ne göndermişti. Avrupa’da pek çok festivalde ödüller kazanan film, Tahran’daki Devrim Mahkemesi’ne soruşturma hâkimi olarak atanan bir adamın allak bullak olan aile hayatına odaklanan bir gerilim filmi.
(Oksijen 02, 19.12.2025)





Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN