Hukuki uygulamalar insanı öylesine dumura uğratıyor ki…
İster istemez “hukuk bu mu” diyorsunuz…
Bir yandan bir gazeteci yazdığı bir şey için içeri tıkılıyor, üstüne üstlük tek kişilik hücreye…
Aylarca, hatta yıllarca cezaevinde yatan yazarlar, gazeteciler var…
Bir yandan da bakıyorsunuz; cezaevleri tıka basa dolduğu için önlem olarak düşünülen ve uygulanan “DENETİMDE SERBESTLİK UYGULAMASI”ndan yararlanan birçok suçtan kaydı olan suçlular, hatta cinayet işlemişler insanlar var…
Denetimli Serbestlik Uygulaması nedir Allah aşkına…
Cinayet işlemiş, başkasının canına kast etmiş, hırsızlık yapmış insanın yararlanması için mi böyle bir uygulama icat edilmiş!
Anlamak çok zor…
Fikri yüzünden yargılanan bir gazeteci yerine başkasının canına kast eden kişinin cezaevinde olması gerekmez mi?
İçeri tıkılan gazeteciler, bugün beraatle sonuçlanan Ergenekon vs. gibi davalar nedeniyle tutuklanan askerlerin cezaevinden izinli çıktıklarına hiç tanık olmamıştık. Sadece yakınları öldüklerinde, o da yanlarına katılan asker ve polislerin denetiminde cenaze törenlerine katıldıklarını okumuştuk gazetelerden… Hasta bazı insanların hastaneye gitmelerine bile izin verilmemişti…
Ama insan canına kast eden caniler Denetimli Serbestlik Uygulaması’ndan yararlandırıldıkları gibi cezaevine konulanlar da ne hikmetse “cezaevinden izinli” çıkabiliyorlar ve yeni cinayetler işliyorlar…
Son zamanlarda işlenen cinayetlere bir bakın pek çok cezaevinden izinli çıkmış “katil”in silah bulup, yeniden cinayet işlediğine tanık oluyorsunuz… Kadın cinayetlerinde bile izne çıkmış tutuklu kocaların işlediğini görüyorsunuz…
Şaşırtıcı, ama gerçek…
İşte size son birkaç örnek:
. Elazığ’da önceki gece bir iş yeri önünde kurşunlama dehşeti yaşandı. Birçok suçtan sabıka kaydı olan ve denetimli serbestlik uygulamasından yararlanan S.K. İzzetpaşa Mahallesi’nde aralarında husumet bulunan kişilere ait işyeri önüne geldi ve silahla ateş etti. F.G, Z.K. ve Z.Y. ile olay yerinden geçen Mustafa Kaplan yaralandı. Kaplan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ayağında elektronik kelepçe olduğu belirtilen katıl zanlısının yakalanması için çalışma başlatıldı. (29.05.2016-Star gazetesi)
. Aslen Akyazılı olan ve Amasya’da kahvehanesi olan Adnan Özcan, cezaevinden izinli çıkan Eren B. tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Suçluların soyadlarının yazılamaması da bir başka ilginç hukuk olayı…
Hukuk deyince; kamuoyunu derinden etkileyen pek çok karar, uygulama yaşanıyor maalesef ülkemizde. Pek çok insan adliye koridorlarında “adalet arıyor.” On yıllarca mücadele ederek adalete ulaşmaya çalışıyor…
Geçen günlerde tüm toplumda infial yaratan bir olay yaşanmıştı Muğla’dan İstanbul’a giden bir yolcu otobüsünde. Yolcuların uyuduğu sırada bir kadın yolcu yanına oturup mastürbasyon (inanılmaz bir olay) yapan 27 yaşındaki muavinin (bu da baş harfleriyle G.G.) cinsel istismarına uğramıştı. Tabii ki, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmıştı bu iğrenç adam…
“Bir cahillik yaptım, mağduru hedef alarak yapmadım” gibi salak bir ifade veren bu ahlaksız adam ancak kamuoyunun tepkileri üzerine tutuklandı…
Sapık “cahillik” yaptığı numarasına yatıp serbest kalırsa pek tabii ki, her geçen gün psikopatların arttığı Türkiye Cumhuriyeti’nde mahkemenin iyi hal ve efendi sanıklık kıstasından yararlanmak isteyen sanıklarda masum numarasına yatıyor. Onlardan biri de, İstanbul Ataşehir’de lüks bir restoranda baldızının 3 yaşındaki çocuğunun üzerine asit içerikli kimyasal dökerek gözlerini kör eden Cihan Araçman… Güye bir de üniversiteyi bitirmiş… Yaptığı savunmaya bakın: “Şaka yaptım…”
Küçüçük bir çocuğun gözünü kör edecek şakamı olur…
Kağıthane’de balkondan düğünü izleyen 52 yaşındaki üç çocuk annesi kadının bir magandanın silahından çıkan kurşunla ölmesinin üstünden daha kaç gün geçti… Katili marketçi kaçtığı Bursa’da yakalanmıştı. İfadesinde,
“Herkes ateş ediyordu. Hatırlamıyorum” demiş… İlginç değil mi? Olayı hatırlamayan adam kaçmayı akıl etmiş…
Bakalım mahkemeler ne kararlar verecek… Yıllardır adalet arayan annelerin, bu insanların “hukuka olan inançlarını” artıracaklar mı, yüreklerindeki acıyı bir nebze olsun hafifletecekler mi?
Bekleyip göreceğiz…
Umarız adalet yerini bulur. Hukuk herkese gereklidir ve adaletin eşit uygulanmadığı, hukuki olmadığı yerde ne demokrasiden, ne insan haklarından ne de başka bir şeyden söz edilebilir…
Daha az şiddet, daha az cinayet, daha insanca yaşam için HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE ihtiyacımız var…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN