Tweet

Burak GÖRAL

Neredeyse 30 yıldır bizimle birlikte olan aksiyon serisinin ‘şimdilik’ son filmi olduğu söylenen Görevimiz Tehlike: Son Hesaplaşma (Mission Impossible: The Final Reckoning) sinemalarda. Tom Cruise son kez Ethan Hunt rolünde, yine dublörsüz, ‘gerçek’ tehlikeler yaşıyor ve izleyiciye de yaşatıyor.

Tom Cruise’un 1960’ların kült dizisi Görevimiz Tehlike dizisini beyazperdeye uyarlamaktaki ısrarı, nihayet 1996’da ‘bir Brian De Palma filmi’ olarak çıktı karşımıza. De Palma kendi sinemasından ödün vermeyerek, iki usta senaristin elinden geçmiş (Steve Zaillian ve David Koepp) sağlam bir senaryoyu çekmişti. Büyük bir komplonun mağduru olan ajan Ethan Hunt’ın hikâyesi son derece stilize anlatılmış alt metinlerle doludur. Kompleks bir hikâyesi olduğu için dönemin tipik gişe filmlerinden biri olmasa da serinin temelini çok sağlam atan bir filmdir.

Tom Cruise sonraki her Görevimiz Tehlike filmini, kendi tarzını getirirken seriyi her filmde daha da geliştirecek aksiyon janrının maharetli yönetmenlerine emanet etti. John Woo,JJ Abrams ve Brad Bird’ün çektiği devam filmleri, Cruise’un dublör kullanmadığı ekstrem aksiyon sahnelerinin yanı sıra heyecanlı hikayeleriyle de dikkat çektiler. Sonra Olağan Şüpheliler’in senaryosuyla yıldız senaristler arasına girmiş Christopher McQuarrie geldi. Cruise’un rol aldığı birkaç filmin daha senaristliğini yapan McQuarrie, serinin beşinci filmi Rogue Nation’ın senaryosuna ve yönetmenliğine adını yazdırdı. Sonra Cruise serinin her filminin başka bir yönetmenle çekilmesi fikrinden vazgeçti ve hep birlikte çalıştılar. Bu ortaklığın zirvesi serinin altıncı filmi Yansımalar (Falloui) oldu.

Yapay zekayla mücadele

Seriye iki parçalı bir veda hikâyesi hazırlandığı haberini aldıktan sonra 2023’te izlediğimiz Ölümcül Hesaplaşma Birinci Bölüm, aksiyonu bol, eğlenceli de bir film olmasına rağmen kimilerini çok tatmin etmemişti. Ancak ‘Varlık’ olarak adlandırılan ‘yapay zeka’ya (YZ) karşı mücadele eden Ethan Hunt’ın macerası, insanın YZ teknolojisiyle kurduğu ilişki anlamında da bazı fikir ve yorumlar taşıması açısından ilginçti. Özellikle Luther’ın Hunt’a “Onunla savaşırken bizleri de piyon olarak kullanmak zorundasın, çünkü o öyle yapar” dediği sahne insanoğlunun sınırlarının nerede bitip YZ’nin nerede başladığını güzel özetlemişti.

Bu ilk filmde iki parçalı bir anahtarın peşine düşen Ethan Hunt ve ekibi parçalan zor bela birleştirebilse de bu anahtarın okyanusun dibindeki batık bir Rus denizaltısında kullanılması ikinci filme bırakılmıştı.

İkinci filmden beklentilerimiz; tabii ki yine Tom Cruise’un dublörsüz, ‘gerçek’ tehlikeler yaşaması ve bize de yaşatması, hikâyesel anlamda da elle tutulur olmayan ve nasıl mücadele edileceği konusunda bocalanan bir düşmanın karizması çizilmeden zeki, heyecanlı bir senaryoyla bertaraf edilmeye çalışılması…

Önceki filmlerle manevi bağ

Cruise yine çok zor yapılabilecek şeyler yaptığı iki aksiyon sekansı sunuyor seyirciye. Ancak senaryo kısmında bazı sorunlar var. Önceki filmlerde de karmaşık hikâyeler daha zekice ve kıvrak senaryolarla anlatılırdı. Ancak bu sefer basit hikayeyi kompleks hale getirmek için abartılı bir çaba harcanmış. Tüm dünyadaki nükleer silahları harekete geçirmek isteyen YZ’yi durdurmak için ilk filmde batmış olan denizaltındaki bir parçayla Luther’ın yaptığı bir aleti birleştirmeleri gerekiyor. Hunt, ekibi ve diğer herkes her bir safhada sürekli olan biteni açıklıyorlar. Flashback’ler giriyor, öngörüler yapılıyor, daha az önce söylenmiş şeyler tekrar edilip duruyor, gereksiz bir karmaşa yaratılıyor. Önceki filmleri de kapsaması için zorlama manevi bağlar da kurulmuş.

İki büyük aksiyon

“Şimdiye kadar yaşadığın her şey bu görev içinmiş” diye diye herkes Hunt’ı gazlıyor sürekli. Ama bu iddialı cümle hikâyedeki tehdidi güçlendirmiyor, tam tersi zayıflatıyor. İlk filmde YZ’nin görülmeyen, elle tutulmayan muğlak profili onun tekinsiz bir düşman olmasını çok besliyordu. Bu devam filminin hemen başında bir sese bürünerek Hunt’la konuşturulması bu profile de zarar veriyor. Kötü adam Gabriel’in kim olduğu ve Hunt’la tam olarak nasıl bir ortak geçmişi olduğu da ilk filmdekinin ötesine geçirilmiyor. Zaten seriye son iki filmde dahil olan ve bir anda Ethan’ın biriciğine dönüşen Grace’e de tam ısınamadık. Gözler ilk filmde kurban edilen Ilsa’yı aradı hep. Bu arada ilk kez ABD başkanı ve çevresi bu seride bu kadar çok işlendi. Bu sahneler bazı klişeler içerse de bol ikilemli durumlar içerdiği için çok sorun yaratmıyor.

Tom Cruise bize yine iki tane uzun ve delice tehlikeli aksiyon sahnesi sunuyor, ancak maalesef basit aforizmalarla ve tekrar diyaloglarla dolu birçok sahne var. 170 dakikalık film yavaş değil belki ama yine de hantalmış hissi veriyor.

Mutlaka sinemada izlenmeli

İzleyenleri yeniden sinema salonlarına çekmek için türlü yollar arayan Hollyvvood’daTom Cruise’un verdiği mücadele çok değerli. GörevimizTehlike serisi klasik’film sinemada izlenir’ mortosunun bayraktarlığını yapan içi dolu heyecanlı filmlerden olmuştu hep. Şimdilik serinin finali gibi gözüken bu film de daha iyi bir senaryoyu hak ediyordu belki ama yine de mutlaka sinemada izlenmesi gereken nefis bir seyirlik…

ETHAN HUNT’IN FARKI NE?

Görevimiz Tehlike filmleri türdeşlerinden farklı özellikleri olan bir ajan serisi. Tom Cruise dizideki Amerika ve CIA propagandasını ilk filmden beri en görünür özellik olmaktan çıkardı. Ethan Hunt’ın, ‘ülkesiz bir ajan’ olduğu vurgulandı. Farklı ülkelerde giriştiği imkansız gibi görünen birçok görevde sık sık CIA’le de çatıştığı olur. Risk alması ve bazı durumlardaki pervasızlığı CIA tarafından hep eleştirilir. Hunt’ın en belirleyici özelliği gerektiğinde olağanüstü riskler almasıdır. Bazen kötü adam ya da suçlu gibi görünmeyi umursamaz. Planı için gerekiyorsa öyle algılanmayı bizzat kendi seçer. Kadınlara karşı çok duyarlıdır, güçlü karakterleri olan kadınları sever ama asla kadın avcısı bir ajan değildir. Onlarla olan ilişkisinde seksüel enerjisini ön plana çıkarmaz. Serinin her filminde güvenmek-güven(e)memek teması üzerinden karakterlerin karşısına zor ikilemler çıkarılır. Herfilm aksiyona doyururken hikayesiyle de seyircisini tatminsiz bırakmaz.

(Oksijen, 23.05.2025)